| Bu hayatta gerçekten sevdiğim bazı şeyler vardır, ve fikrimi kimse değiştiremez. | Open Subtitles | هنالك بعض الأشياء المُعيّنة في هاته الحياة و الّتي أحبّها حقّاً و لا أحدَ باستطاعته تغيير ذلك |
| Metreslerin bile yapamadığı bazı şeyler vardır. | Open Subtitles | كما تعلمين، هنالك بعض الأشياء لا يمكنها العشيقات القيام بهن |
| Belki de uğrunda savaşılmaya değer bazı şeyler vardır. | Open Subtitles | ربما هنالك بعض الأشياء تستحق القتال لأجلها. |
| 1992'deki oğlanlar hakkında sana birkaç şey anlatmam gerek. | Open Subtitles | هنالك بعض الأشياء احتاج أن اقولها لك عن الفتيان في عام 1992 |
| ...bence beraber aşmamız gereken birkaç şey var. | Open Subtitles | الآن وقد حضرنا كلنا ...أظن أن هنالك بعض الأشياء لنتحدّث فيها |
| Evimizin balkonlarından bazılarına mayın döşendi. | Open Subtitles | هنالك بعض الأشياء تخصني |
| Evimizin balkonlarından bazılarına mayın döşendi. | Open Subtitles | هنالك بعض الأشياء تخصني |
| Hayır. Boş askılardan daha bunaltıcı başka birkaç şey de var. | Open Subtitles | كلا، هنالك بعض الأشياء أكثر كأبة |
| Muhtemelen, citroende birkaç şey daha vardır. Ancak bu araç ihtiyacın olan her şeye sahip. | Open Subtitles | ,(هنالك بعض الأشياء الإضافيه في (كيترون ولكن هذه لديها كل ما تحتاجه |