Dışarıdaki o arabaları gördüğümde bir şeyler döndüğünü anlamalıydım. | Open Subtitles | كان لابد علي أن أعرف أن هنالك شئ ما عندما رأيت كل هذه السيارات في المقدمه |
Claire, bir şeyler kulağıma çalındı. Kevin, bir işe dahil olmuş. | Open Subtitles | (كلير), إنظري سمعتُ بعض الشائعات هنالك شئ ما يحصلُ مع (كيفن) |
bir şeyler yanlış. | Open Subtitles | . هنالك شئ ما غير منطقي بهذا الشأن |
Meleğin doğru söylediğini düşünüyorsun, ama onda güvenemediğim bir şey var. | Open Subtitles | أعلم بأنك تشعرين بأن الملاك محق لكن هنالك شئ ما بشأنه لا أستطيع الوثوق به |
- Bacağında bir şey var. - İz sürme aleti o. | Open Subtitles | هنالك شئ ما على ساقه هذا جهاز تعقب |
Benim için yapabileceğiniz tek bir şey var. | Open Subtitles | هنالك شئ ما... يمكنكم أن تفعلوه لي. |
Sorununda bir şeyler değişmiş olmalı. | Open Subtitles | . هنالك شئ ما بـ ـإضطرابك قد تغير |
Senin bilip, bizim bilmediğimiz bir şeyler mi var? | Open Subtitles | هل هنالك شئ ما تعلمينه و نحن لا نعلمه ؟ |
Onlarla ilgili bir şeyler değişmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أن هنالك شئ ما حولهم قد تغير |
Onlarla ilgili bir şeyler değişmiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أن هنالك شئ ما حولهم قد تغير |
Yanlış giden bir şeyler var. | Open Subtitles | هنالك شئ ما سيداتي وسادتي |
Bunda, Dexter'a saldırması için bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | تماماً مثل والدتي، هنالك شئ ما يخص عائلة (ديكستر)، ويجذبها |
Yapacak bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هنالك شئ ما. |
Aramızda bir şeyler değişti. | Open Subtitles | هنالك شئ ما تغير بيننا |
bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | هنالك شئ ما يحدث |
- Tamam. Tamam, burada bir şey var. | Open Subtitles | حسناً, حسناً, هنالك شئ ما. |
Köşede bir şey var. | Open Subtitles | هنالك شئ ما في الزاوية |
- En azından ölen bir şey var. | Open Subtitles | على الأقل هنالك شئ ما يموت |
Aman Tanrım, saçında bir şey var! | Open Subtitles | يا إلهي، هنالك شئ ما في شعري |