Hayır, Burada olamaz. Lucy Chapman'dan akıllısınız. | Open Subtitles | لا, لن يكون الخطاب هنا لابد وانك اذكى من لوسى شابمان |
Bir şey olmuş olmalı. Bizi Burada bırakmazlardı. | Open Subtitles | . ليس بإستطاعتهم تركنا هنا لابد أن شيئاً ما قد حدث |
Hadi, Burada kalamayız. Bak, buradaki her şey için bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | هيا , لآ يمكننا البقاء هنا لابد من أن هناك تفسير لكل هذا |
Burada geçirdiğim her gün için pişmanlık duyuyorum. Bunu almamakla gerçekten aptallık ediyorsun. | Open Subtitles | ندمت على كل يوم كنت فيه هنا لابد أنك مجنون لعين لكي تتقبّل هذا |
-Tabii ki onun için Burada. Bunu Katherine de çok iyi biliyordur. | Open Subtitles | ولهذا هى هنا, لابد ان يكون هذا واضحا لكاترين |
22 yaşındayım.Burada olmamalıydım.Bu bir hata. | Open Subtitles | أنا عمري 22 عاماً . لا يجب أن أكون هنا لابد ان هذه غلطة ما |
- Burada yaşayacaksan çalışacaksın. | Open Subtitles | إنْ كنت ترغبين فى العيش هنا لابد أن تعملى |
Çöpleri Burada tutmuyoruz. Şimdiye kadar, şehrin dışına atılmıştır. | Open Subtitles | لا نحتفظ بالنفايات ليومين هنا لابد وأنها خارج المدينة الآن |
Burada sattıkları o ilaçlar sağlam olmalı. | Open Subtitles | يارجل ، المخدرات التى تباع هنا لابد أنها مغشوشة |
Burada olanlar gizli kalmak zorunda. | Open Subtitles | ما حصل هنا لابد أن يحظى بالخصوصية التامة ربما عليكِ أن تخبري أولادكِ بذلك |
Burada gerçekleşen şeylerin, hatırlanması lazım. | Open Subtitles | هناك أحداث وقعت هنا لابد من إحياء ذكراها. |
Hayır, bir yolu mutlaka olmalı. Seni Burada bırakmayacağım. Bir yolunu bulurum. | Open Subtitles | كلا، لن أتركك هنا لابد أن هناك طريقة أخرى |
Baksana, Burada yaşayan adamın kötü bir bel sorunu olmalı çünkü dolabında tıka basa hap var. | Open Subtitles | رأيت.. الشاب الذي كان يعيش هنا لابد انه كانت لديه خلفية سيئة |
Ceket. Burada yok. Burada olmalı. | Open Subtitles | السترة ليست هنا , لابد أنها هنا |
Seni Burada bırakacağım çünkü bir konferans görüşme yapmak için ofise gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | سأنزلك هنا لابد من أن أعود للمكتب |
Burada bir şey yok. Kan köpeğin olmalı. | Open Subtitles | لا شيء هنا لابد أن الدم كان للكلبة |
Evet, Burada he ne vardı ise artık yok. | Open Subtitles | حسناً، مهما كان هنا لابد وأن رحل |
Burada sadece gerçeklerle uğraşmalıyız. | Open Subtitles | هنا لابد ان نتعامل فقط مع الحقائق |
Burada öldü. Bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لقد مات هنا لابد أن نجد شيئا ما |
Tus Burada değil. Hala Alamut'ta olmalı. | Open Subtitles | تاس" ليس هنا لابد أنه" "مازال في "آلاموت |