Sen bu işe karışma Kardeşine zor bir döneminde yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | أنت أبق خارج الموضوع أنا هنا لمساعدة اخاك في وقت صعب جدا عليه |
Aklını kendine sakla çünkü ben insanlara yardım etmek için buradayım dışarıda zalim bir dünya olduğunu söylemek için değil. | Open Subtitles | لذا احتفظ بحكمتك لنفسك لأنني هنا لمساعدة الناس ليس فقط لتذكيرهم .كيف أن العالم وحشي بالخارج |
Açıklayacak vaktim yok ama kızına yardım için buradayım. | Open Subtitles | لا يوجد وقت للتوضيح , ولكنني هنا لمساعدة إبنتكِ |
Senin gibi biz de bu şehre yardım etmek için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا لمساعدة هذه البلدة , مثلك ِ تماما |
Polonya direnişine yardım için burada olduklarını söylüyorlar, efendim. | Open Subtitles | يقولون انهم هنا لمساعدة المقاومة البولندية، يا سيدي. |
İçimden bir ses diyor ki o Neal'ın kutuyu bulmasına yardım etmek için gelmedi. | Open Subtitles | احساسي يقول لي انه ليس هنا لمساعدة (نيل) لإيجاد الصندوق |
Buraya, ihtiyacım olduğunda bana yardım eden bir kardeşe yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لمساعدة أخت قد ساعدتي عندما كنت بحاجة إليها |
Kötü değilim. Buffy'ye yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | أنا لست شريرا، أنا هنا لمساعدة بافى |
Bir arkadaşıma hassas bir konuda yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لمساعدة صديقي الذي وقع في ورطة |
Lütfen, hanımefendi. Ben oğlunuza yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | من فضلك ياسيدتي أنا هنا لمساعدة أبنك |
Bu kasaba halkına yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لمساعدة سكان هذه البلدة |
Sadece arkadaşıma yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | أنا وحيد هنا لمساعدة صديقي. |
Arkadaşlarından birine yardım için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لمساعدة صديقة لكِ. |
Sana edebildiğim kadar yardım için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لمساعدة كيف أستطيع. |
Birbirimize yardım etmek için buradayız, öyle değil mi? | Open Subtitles | نحن هنا لمساعدة بعضنا البعض، صحيح؟ |
Özür dileriz. Stevie'e yardım etmek için buradayız. | Open Subtitles | لا شيء، نحن آسفان (نحن هنا لمساعدة (ستيفي |
Yerel direnişe yardım için burada olduğunu söylemedin mi? | Open Subtitles | قلت أنت هنا لمساعدة المقاومة المحلية؟ |
İçimden bir ses diyor ki o Neal'ın kutuyu bulmasına yardım etmek için gelmedi. | Open Subtitles | احساسي يقول لي انه ليس هنا لمساعدة (نيل) لإيجاد الصندوق |
Bizim haciz olayını duydun ve bebek fuarıyla ilgili yalan söylediğimi bildiğinden taşımaya yardım etmeye geldin. | Open Subtitles | وعرفت أني كذبت بخصوص معرض الدمى لذا أتيت إلى هنا لمساعدة على نقل أغراضي |
Ben buraya saygı duyduğum ve değer verdiğim birisine yardım etmek için geldim. | Open Subtitles | جئتُ إلى هنا لمساعدة رجل أحترمه وأهتم لأمره |
Samir'e yardım etmek için burdayım... | Open Subtitles | انا هنا لمساعدة سمير |