Bu sabah buraya gelmeden önce bu kriterler zaten aklının bir köşesindeydi sanırım. | Open Subtitles | اظن انه عرف انه اراد تلك المعايير قبل ان يأتي هنا هذا الصباح |
Bu sabah buraya gelmenize gerek yoktu. Özür dilerim. Bir hata olmuş. | Open Subtitles | ما كان ينبغى لك المجئ إلى هنا هذا الصباح ، إننى آسف ، لقد كان هناك خطأ |
Bu sabah buraya kadar getirdim. | Open Subtitles | على الطريق قمت بتوصيله الى هنا هذا الصباح |
Daha Bu sabah burada bir çocuk öldürüldü. | Open Subtitles | وقتل طفل هنا هذا الصباح فقط. تعلمون، من المضحك لا أحد رأى أي شيء. |
- Bu sabah burada bir tek o vardı! | Open Subtitles | لقد كانت الوحيدة هنا هذا الصباح |
Greyson en son internete bu sabah buradan bağlanmış. | Open Subtitles | "جرايسون" دخل على الإنترنت أخر مرة من هنا هذا الصباح |
Kapılar bu sabah buradaydı 3.000 tümene anlaştık ve mühendisten 500 almam lazım iyi sonuç vermedi... iptal etmedim. sakladım. | Open Subtitles | الأبواب كانت هنا هذا الصباح ثبّتنا العقد على 3 الآف تومان ويجب أن أحصل على 500 من المهندس |
Siz çenenizi kapatacaksınız. Demek dünkü iki adam Bu sabah buraya geldiler. Mangır karşılığı Charlie'nin ve bu arada benim adresimi elde ettiler. | Open Subtitles | أتى الرجلين هنا هذا الصباح ودفعوا لك مالا لتخبرهم بعناويننا |
Anneni gördüm. Bu sabah buraya gelebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لقد رأيت والدتك، لا أعتقد أنها ستستطيع الإتيان إلي هنا هذا الصباح |
Sadece Bu sabah buraya geldiğimde ikizlerin çarpık bacaklı olduğunu farkettim. | Open Subtitles | الأمر فقط أننى عندما كنت هنا هذا الصباح لاحظت اعوجاجاً فى أقدام التؤام |
Hayır, Bu sabah buraya bir paket teslimatı için geldim. | Open Subtitles | لا, انا فقط احمل الامتعة الي هنا هذا الصباح |
Bu sabah buraya gelmem 5 saatten fazla sürdü. | Open Subtitles | لقد إستغرقت خمس ساعات لكي أصل إلى هنا هذا الصباح |
Sonra öğrendik ki onu Bu sabah buraya getirmişsiniz o da hastalandıktan sonra. | Open Subtitles | بعدها سمعنا أنك أحضرته إلى هنا هذا الصباح بعد أن تعرض للإصابة |
Dinle, Bu sabah buraya inecek bir uçak var mıydı diye soruyorlar. | Open Subtitles | أنصت هؤلاء الرجال يريدون أن يعرفوا إذا كان هناك طائرة من المقرر أن تهبط هنا هذا الصباح |
Bu sabah burada tanıştık. | Open Subtitles | أنا التقيت به فقط هنا هذا الصباح |
Bayanlar ve baylar, South Park Alışveriş Merkezi ortakları ve haber, hava durumu ve spor kaynağınız olan Kanal 9 haberleri adına Bu sabah burada olmak bir onurdur. | Open Subtitles | سيداتي سادتي، إنّه لشرف لي أن أكون هنا هذا الصباح "نيابةً من شركاء متجر "ساوث بارك |
(İç çekiyor) Bu sabah burada bir fırtına vardı. | TED | (تنهيدات) كانت هناك عاصفة رعدية هنا هذا الصباح. |
Örümcek optiği adlı yeni bir teknoloji geliştirdik ve Craig Bentner bana Bu sabah burada açıklamamı istedi. Bu sualtının güzel, küçük bir versiyonunu insansız çalışır halde yapacağız ve sualtına yollayıp biraz DNA parçası toplayacağız. | TED | لقد طوّرنا تكنولوجيا أخرى تسمى عنكبوت البصريات، و كريغ فينتنير سألني أن أعمل اعلانا هنا هذا الصباح. سوف نقوم ببناء نسخة جميلة، صغيرة، من هذا، غير مزوّد بالرجال، عميق جدا، لقاربه للذهاب وأخذ بعض أشياء ال دي أن أي للبحر العميق. |
Ben ben Bu sabah burada uyandım. | Open Subtitles | لقد إستيقطت هنا هذا الصباح |
Greyson en son internete bu sabah buradan bağlanmış. | Open Subtitles | "جرايسون" دخل على الإنترنت أخر مرة من هنا هذا الصباح |
Şerif bu sabah buradaydı ve bir saat onunla konuştun zaten. | Open Subtitles | المأمور كان هنا هذا الصباح لقد تحدثت معه لنصف ساعة |