Güneşin yüzüme vurduğunu hiç hissetmedim veya gerçek havayı soluyup suda yüzmedim. | Open Subtitles | و لمْ أشعر أبداً بأشعة الشمس تلامس وجهي أو تنفستُ هواءاً طبيعياً أو طفوتُ في الماء |
Güneşin yüzüme vurduğunu hiç hissetmedim veya gerçek havayı soluyup suda yüzmedim. | Open Subtitles | و لمْ أشعر أبداً بأشعة الشمس تلامس وجهي أو تنفستُ هواءاً طبيعياً أو طفوتُ في الماء |
Güneşin yüzüme vurduğunu hiç hissetmedim veya gerçek havayı soluyup suda yüzmedim. | Open Subtitles | و لمْ أشعر أبداً بأشعة الشمس تلامس وجهي أو تنفستُ هواءاً طبيعياً أو طفوتُ في الماء |
Güneşin yüzüme vurduğunu hiç hissetmedim veya gerçek havayı soluyup suda yüzmedim. | Open Subtitles | و لمْ أشعر أبداً بأشعة الشمس تلامس وجهي أو تنفستُ هواءاً طبيعياً أو طفوتُ في الماء |
Güneşin yüzüme vurduğunu hiç hissetmedim veya gerçek havayı soluyup suda yüzmedim. | Open Subtitles | و لمْ أشعر أبداً بأشعة الشمس تلامس وجهي أو تنفستُ هواءاً طبيعياً أو طفوتُ في الماء |
Güneşin yüzüme vurduğunu hiç hissetmedim veya gerçek havayı soluyup suda yüzmedim. | Open Subtitles | و لمْ أشعر أبداً بأشعة الشمس تلامس وجهي أو تنفستُ هواءاً طبيعياً أو طفوتُ في الماء |
Güneşin yüzüme vurduğunu hiç hissetmedim veya gerçek havayı soluyup suda yüzmedim. | Open Subtitles | و لمْ أشعر أبداً بأشعة الشمس تلامس وجهي أو تنفستُ هواءاً طبيعياً أو طفوتُ في الماء |
Daha güzel yiyecekler yiyorlar, daha güzel bir havayı teneffüs ediyorlar insanlığın gördüğü en sağlıklı en stressiz hayatı yaşıyorlar. | Open Subtitles | مقارنةً بما ألهموه فى عقول الأجيال الجديدة يأكلون طعاماً أفضل ويتنفسون هواءاً أفضل |
Patlama basıncı, havayı şok dalgalarıyla saniyede 29.000 feet ile dışa doğru iter. | Open Subtitles | يُجبرُ ضغطُ إنفجارِ هواءاً خارجي في a جبهة صدمةِ بحدود تسعة وعشرون ألف الأقدام بالثّانية |