Sadece ailelerinize ve arkadaşlarınıza yalan söylüyorsunuz, sahte kimlik kullanıyorsunuz, insanları ülkelerine ihanet etmek için kandırıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت فقط تكذب على أصدقائك وعائلتك وتستخدم هويات مزيفة وتخدع الناس لخيانة بلادهم |
Arabamın içinde bir sahte kimlik şirketi yürütüyorum. | Open Subtitles | أنا أدير شركة صغيرة لإصدار هويات مزيفة من سيارتي مع آلة الإصدار |
Beş uzaklaştırma, dört hafif suç, üç sahte kimlik 11. sınıfta iki iş girişimi ve bir bong kullanmak. | Open Subtitles | خمس حالات طرد أربع مخالفات ثلاث هويات مزيفة محاولتين في الصف الحادي عشر وطائر وسط شجرة الكمثرى |
Andersson'ın NATO sistemine yüklediği sahte kimlikler. | Open Subtitles | اندرسون قام برفع هويات مزيفة الى نظام الناتو |
Üzerindeki sahte kimlikler ve para ile, ...böyle model bir motorsiklet sürmesi süpheli. | Open Subtitles | كان لديها هويات مزيفة وكمية من المال اشك انها تقود النموذج البدائي |
Bin-Khalid'in amacı ülkede bir ağ yaratıp bu ağın içine ise kendi ülkesindeki yandaşları ve yabancı ülkelerdeki insanları bulundurmak ve sahte kimliklerle ülkeye sokmaktı. | Open Subtitles | كان هدف (بن خالد) هو زرع شبكة من الخلايا النائمة تتكون من متعاطفين محليين ونشطاء أجانب دخلوا البلاد تحت هويات مزيفة |
Fotoğraf çekimi gecemde okulda olup sahte kimlik yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّك كنت في المدرسة في الليلة التقاط الصور, لتصنع هويات مزيفة |
DSS onlara sahte kimlik sosyal güvenlik numarası, profesyonel koruma bile sağlıyor. | Open Subtitles | قسم الضمان الاجتماعي وفر لهم هويات مزيفة أرقام الضمان الاجتماعي، حتى مهن مزيفة أيضا. |
Vücuduna bir zırh giymişti.... ...üzerinde üç sahte kimlik.... ...ve bir sürü para vardı. | Open Subtitles | انها كانت ترتدي درعا واقيا وتحمل ثلاث هويات مزيفة والكثير من النقود |
Onun vücudunda bir zırh üzerinde üç tane sahte kimlik. ve bir sürü parası vardı. | Open Subtitles | انها كانت ترتدي درع واق وتحمل ثلاث هويات مزيفة والكثير من المال |
Silah, sahte kimlik, laptop. | Open Subtitles | هويات مزيفة , وأسلحة , وحاسب محمول |
Michael Goodman, 10-C, bir kaç kez sahte kimlik düzenlemekten tutuklanmış. | Open Subtitles | (مايكل غودمان) (10ج) تم اعتقاله مرتين من قبل شرطة الآداب و الأخلاق لصنعه هويات مزيفة |
Okulda sahte kimlik sattı! | Open Subtitles | لقد باع هويات مزيفة في المدرسة! |
sahte kimlik kullanıyorlardı. | Open Subtitles | أنهم يستعملون هويات مزيفة |
Önce, takma isimler bulmalıyız. Bilirsin, sahte kimlikler. | Open Subtitles | أولاً علينا التنكر، أتعرف، هويات مزيفة |
Okul makinasında sahte kimlikler yaptık. | Open Subtitles | لقد صنعت هويات مزيفة بآلة المدرسة |
sahte kimlikler ve kartvizitler. | Open Subtitles | هويات مزيفة وبطاقات عمل |
Ayrıca sahte kimlikler alacaktık. | Open Subtitles | وكنا سنشتري هويات مزيفة. |
Yeni bir ülke, sahte kimlikler... | Open Subtitles | بلد جديد، هويات مزيفة... |
Şimdi Jimmy'nin böyle sıradan sahtecilikle ne alakası var diyorsan lise zamanlarında arkadaşları bira alabilsin diye yaptığı sahte kimliklerle gayet başarılı bir iş kurmuştu. | Open Subtitles | وإن كنتِ تتسائلين ما إذا (جيمي) قام بعملية تزوير صغيرة، فيجب أن تعرفين إنه في المدرسة الثانوية كان يمارس أعمال مبهرة من خلال عمل هويات مزيفة مقابل أن يشتروا له رفاقه بيرة. |
DSS'in, Sahte kimlikleri, sosyal... güvenlik numaraları, hatta sahte meslekleri ile onları gizliyoruz. | Open Subtitles | قسم الضمان الاجتماعي وفر لهم هويات مزيفة أرقام الضمان الاجتماعي، حتى مهن مزيفة أيضا. لقد أخفيناهم عن الجميع |