Muhtemelen sadece kullan at telefonu geri istiyorlar böylece kimliklerini koruyabilirler. | Open Subtitles | ربما هم فقط يريدون استعادة الهاتف المؤقت لكي يستطيعون حماية هويتهم |
Bu terim internetin görünmeyen karanlık tarafı için kullanılıyor. Suçlular burada kimliklerini gizleyerek ve izlenmeden faaliyet yapıyor. | TED | هذا المصطلح يُستخدم لوصف الجزء الخفي من شبكة الإنترنت، حيث يمكن للصوص الاشتغال دون الكشف عن هويتهم ودون أن يتم رصدهم. |
- Gelenlerin kimliklerini öğreneceksiniz. - Zaten biliyorum. | Open Subtitles | ستكشف له هوية الدخلاء أنا أعلم هويتهم بالفعل |
Süper kahraman geçici bir hevesle kimliğini açıklayamaz. | Open Subtitles | الأبطال الخارقون لا يعلنون عن هويتهم للاخرين |
Ve şimdi tekrar saldırmadan önce kim olduklarını bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | والآن، أنا في سباق لإكتشاف هويتهم قبل القيام بالهجوم مجدداً |
Tüm yeni gelenler kimlikleriyle istasyon yetkililerine gidip kayıt olmalı ve tıbbi geçiş izni alıncaya kadar belirlenmiş bölgede kalmalıdır. | Open Subtitles | يجب على جميع الوافدين الجدد تسجيل هويتهم مع سلطات المحطة وسوف تقتصر تحركاتهم على المناطق المخصصة |
Bütün tutuklular teşhis için kışlaya getirilecek. | Open Subtitles | سيتم جلب جميع المُحْتَجَزين للثكنات لمعرفة هويتهم |
kimliği belirsiz iki kişi resmen ölmedi. | Open Subtitles | و كذلك رجلين لم يكشف عن هويتهم بعد بشكل غير رسمى قد ماتوا |
Kim oldukları açığa çıkınca Birleşik Devletler Sahil Koruma tarafından Honolulu'ya transfer edildiler. | Open Subtitles | بمجرد اكتشاف هويتهم تم نقلهم الى هانالولو بواسطة خفر السواحل الأمريكي |
Sorgu yargıcı kimliklerini tespit edince haber verilecek. | Open Subtitles | حالما يتأكد الطبيب الشرعي من هويتهم سيتم إعلام عائلاتهم |
Süper hanımlar gizli kimliklerini anlatmaya bayılır. | Open Subtitles | الفتيات الخارقات، يحاولون دائما الكشف لك عن هويتهم |
Bunlar kimliklerini getirmeyene kadar bir tarafa gitmiyorlar. | Open Subtitles | لا يمكنهم العبور حتى يحضروا بطاقة هويتهم |
İnsanlar, kimliklerini gizlemek için, parmak izlerini yok edebilirler. | Open Subtitles | أحياناً بعض الرجال يحاولون إخفاء هويتهم بفقدان بصمات أصابعهم |
kimliklerini veya yerlerini tespit edecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء على وجود ما يجري الكشف عن هويتهم أو المكان. |
Bir kaç saat öncesine kadar cesetlerin kimliklerini teşhis edememiştik. | Open Subtitles | لم نستطع التعرف على هويتهم إلا قبل بضع ساعات |
Aramayı her kim cevapladıysa belli ki kimliğini gizlemek için ince adımlar atmış. | Open Subtitles | يبدو انه من تلقى الاتصال أخذ البعض من خطوات الممارسة للتعرف . على هويتهم |
Ben Tracy. - O da ne? 7th Street Garage'da beş tane ceset var, ve kimse kim olduklarını bilmiyor. | Open Subtitles | لدينا خمسة رجال أموات في المرآب بالشارع السابع، ولا أحد يعرف هويتهم |
Tüm yeni gelenler kimlikleriyle istasyon yetkililerine gidip kayıt olmalı ve tıbbi geçiş izni alıncaya kadar belirlenmiş bölgede kalmalıdır. | Open Subtitles | يجب على جميع الوافدين الجدد تسجيل هويتهم مع سلطات المحطة وسوف تقتصر تحركاتهم على المناطق المخصصة |
Ve seçkin grubun bir üyesi şu veya bu sebeple, zor duruma düştüğünde genetik kimliği, vicdansızlar için değerli bir ham maddeye dönüşür. | Open Subtitles | و عندما لسببٍ او لآخر يقع فردٌ من النخبة في مصيبةٍ فإن هويتهم الجينية تُصبح سلعة قيمة لعديمي الضمير |
Ama öncelikle, birileri yalan söylüyor Kim oldukları hakkında. | Open Subtitles | لكن أولاً ، هُناك شخصان ما هُنا يكذبان بشأن هويتهم |
kimlik politikalarını aşarak tüm insanlığı birleştirirler. Ve bu da iyi haber. | TED | فالقصص تترتبط بكل البشر, مهما تكن هويتهم السياسية. وهذا هو الخبر الْسَّار. |
Ama belki bizim seyircilerimizin üstün algılama gücü onların Kimlikleri hakkında bir ip ucu bulabilir az sonra tekrar döneceğiz. | Open Subtitles | ولكن, ربما العديد من مشاهدينا سيكونوا قادرين على كشف هويتهم فيما يلى هذا |
Onlara nasıl göründüklerinin kimliklerinin sadece bir parçası olduğunu, ve onları; oldukları kişi oldukları için yaptıkları şeyler için ve bize nasıl hissettirdikleri için sevdiğimiz gerçeğini gösterelim. | TED | دعنا نريهم أن مظهرهم هو جزء واحد فقط من هويتهم وأننا نحبهم لذواتهم و أفعالهم وللمشاعر التي يحسسونا بها |