"هو أفضل شيء" - Traduction Arabe en Turc

    • en iyi şey
        
    • en güzel şey
        
    • en iyi yanı
        
    • en güzel şeydi
        
    • gömülmek en iyisi
        
    • gelen en güzel
        
    • en çok sevdiğin şey
        
    Şu anda, şu burger dünyadaki en iyi şey gibi geldi. Open Subtitles أشعر بأن تناول هذه البرغر هو أفضل شيء في الحياة حالياٌ
    Bence yapabildiğin en iyi şey bu. Open Subtitles حسنا، أجرؤ على القول هو أفضل شيء يمكنك القيام به.
    David için yapabileceğin en iyi şey bu. Open Subtitles هذا هو أفضل شيء يمكنك القيام به لديفيد الآن.
    Bu kiloları almak başıma gelen en güzel şey. Open Subtitles ازدياد وزني، هو أفضل شيء حدث لي على الاطلاق
    Senden uzaklaşmak başıma gelebilecek en güzel şey. Open Subtitles الابتعاد عنك هو أفضل شيء يمكن أن يحدث لي.
    Evsiz kızlarla çıkmanın en iyi yanı ne? Open Subtitles ما هو أفضل شيء حول يؤرخ فتيات بلا مأوى ؟
    O bileti kazanmak, hayatımda başıma gelen en güzel şeydi. Open Subtitles الفوز ببطاقة السفر هو أفضل شيء حدث لي في حياتي.
    Kafamdaki şu şeyi nasıl çıkaracaklarını çözene kadar karanlığa gömülmek en iyisi sanırım. Open Subtitles لذا إلى حين يتوصلوا لطريقة اخراج ذلك الشيء من رأسي أعتقد ان السبات هو أفضل شيء
    bu amerikanın yapabildiği en iyi şey mi? Open Subtitles أنت تقول لي أن هذا هل هو أفضل شيء يمكن أن تفعل الولايات المتحدة؟
    Ama bugün adını taşıyan şirketin karşılaşabileceği en iyi şey sanırım benim teklifim. Open Subtitles هذا هو أفضل شيء من الممكن أن يحدث للمجموعة والذي سيخلد ذكراه
    Bilmiyorum ama eğer öyle ise yapılacak en iyi şey ne biliyor musun? Open Subtitles لا أدري، ولكن أتعرفين ما هو أفضل شيء لتفعله إذا كنتِ كذلك؟
    İnan bana, bu tedaviyi kaybetmek başına gelen en iyi şey oldu. Open Subtitles صدّقيني، فقدان ذلك الترياق هو أفضل شيء حدث لك قطّ
    Bu tedaviyi benim almam, senin başına gelebilecek en iyi şey. Open Subtitles تناولي الترياق هو أفضل شيء سيحدث في حياتك
    Çünkü onun için yapabileceğim en iyi şey bu ve aynı zamanda sana yapabileceğim en kötü şey de bu. Open Subtitles لأنّ هذا هو أفضل شيء بوسعي فعله من أجلها. كما أنّه أسوأ شيء بوسعي فعله لك.
    Dükkân satmak aileniz için en iyi şey, Open Subtitles أن تبيع الدكان هو أفضل شيء تفعله لعائلتك
    Demiş ki: "Başarısızlık hayatımda başıma gelen en güzel şey çünkü bu sayede gereksiz şeylerden kurtuldum." Open Subtitles لقد قالت أن الفشل هو أفضل شيء جرى لها لأنه حررها من الأشياء المزيفة
    Şu ızgara, başımıza gelen en güzel şey. Open Subtitles أمر مُدخّنة الطعام تلك هو أفضل شيء حدث معنا على الإطلاق
    Hayatta isteyeceğim en son şey başıma gelebilecek en güzel şey çıktı. Open Subtitles اتضح أن آخر شيء أردته هو أفضل شيء حصل لي
    'Ben' olmanın en iyi yanı ne biliyor musun? Open Subtitles هل تعرف ما هو أفضل شيء كوني ما أنا عليه ؟
    Onu sevmek başıma gelen en güzel şeydi. Open Subtitles إنَّ حبها هو أفضل شيء حصل لي على الإطلاق
    Kafamdaki şu şeyi nasıl çıkaracaklarını çözene kadar karanlığa gömülmek en iyisi sanırım. Open Subtitles لذا إلى حين يوصلوا إلى كيفية اخراج ذلك الشيء من رأسي أعتقد ان السبات هو أفضل شيء
    Yapmayı en çok sevdiğin şey neydi biliyor musun? Open Subtitles اتعلمين ما هو أفضل شيء كنتِ تقومين به؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus