Kendi bilinçsizliğin ... tüm bilgi ve başardıklarını uygun icra etmeye--- en büyük engellemedir ve unutmana da sebep olacaktır. | Open Subtitles | الوعى بالنفس هو أكبر عائق أمام التنفيذ السليم لكل المعرفة والمهارات التى إكتسبتها قدر لها أن تذهب فى طى النسيان |
Kızıl ordu dünyanın en büyük savaş gücüne sahip idi. | Open Subtitles | كان الجيش الأحمر حينها هو أكبر قوة مقاتلة في العالم |
Bunun FBI ile yaptığınız en büyük anlaşma olduğu, doğru mu ? | Open Subtitles | هل صحيح أن هذا هو أكبر إتفاق تعقده مع المباحث الفيدراليه ؟ |
Boreal ormanındaki avcılar için zorlukların en büyüğü, sadece yiyecek bulmak. | Open Subtitles | بالنسبة إلى صيّادي الغابة الشمالية مجرّد العثور على الطرائد هو أكبر التحدّيات |
En iyi adamlarımızı oynatırsak, DeLauer en önemli müşterimiz olur. | Open Subtitles | نريد أن نضع أفضل ما لدينا لهذا العمل دلاورى هو أكبر عميل لدينا |
Amerika'daki her şey Avrupa'dakilerden daha büyük. | TED | كل شيء في أمريكا هو أكبر بكثير عما هو في أوروبا. |
PM: Peki anne kız olarak böylesi tehlikeli ve bazen korkunç durumlarda en büyük zorluk nedir? | TED | بات: إذاً ما هو أكبر تحدي العمل مع والدتك وأختك، في مثل هذه الظروف الخطرة وبعض الأحيان المخيفة؟ |
Los Angeles Eyalet Hapishanesi'nin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en büyük psikiyatrik tesis olması ulusal bir trajedi ve bir skandal. | TED | إنها مأساة وطنية أنه في سجن المقاطعة في لوس انجلوس هو أكبر مصحة للأمراض النفسية في الولايات المتحدة |
Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü, depresyonun insanoğlunun karşılaştığı en büyük salgın olduğunu belirtiyor. | TED | وتقول أيضا منظمة الصحة العالمية أن الإكتئاب هو أكبر وباء واجهته البشرية على الإطلاق. |
Biliyorsun, tepemde kocaman balon vardı. Yapılmış en büyük paraşüt, neden kullanmayayım? | TED | لدي, كما تعرف, هذا المنطاد الهائل أعلى مني, و هو أكبر مظلة هبوط ممكنة, فلم لا أستخدمه؟ |
Bu gördüğünüz, benim için çok duygusal bir yıl olan, 1996'da bildiğimiz en büyük asal sayıydı. | TED | وهذا هو أكبر عدد أولي عرفناه في عام 1996، عام مليء بالعواطف بالنسبة لي. |
Bu, gezegenimizdeki en büyük geliştirilmemiş su havzasıdır. Kalifornia'dan daha fazla yer kaplıyor. | TED | هذا هو أكبر حوض نهري غير مستغل في العالم، يغطي منطقة تفوق مساحة كاليفورنيا. |
Bilirsiniz ki bir aileyi kast dışı etmek düşünebileceğiniz en büyük sosyal cezadır. | TED | وكما تعلمون فإن نبذ العائلة هو أكبر عقاب من المجتمع يمكن للمرء أن يفكر به. |
İşte bu durum, 21. yüzyılda insan haklarına yönelik en büyük tehdidin | TED | وهذا جعلني أدرك أن تغير المناخ هو أكبر تهديد لحقوق الإنسان في القرن ال21. |
ve bu ,söyleyeceğim şu ki ,bu sahip olduğumuz en büyük insani zaaf | TED | وهذا، في رأيي، هو أكبر نقطة ضعف إنسانية لدينا. |
Bilim insanları haksız olmayı sevmezler ama yapboz oynamaya bayılırlar ve evren de onlar için en büyük yapboz. | TED | لا يحبُ العلماء أن يكونوا مخطئين ولكننا نحبُ الألغاز، والكون هو أكبر لغز بالنسبة إليهم. |
İklim değişimi günümüzün en büyük problemi. | TED | التغير المناخي هو أكبر مشاكل وقتنا الحالي. |
Ve bu sahip olduğu en büyük proje, dünyanın en fakir ülkesi. | TED | و هذا هو أكبر مشروع حصل عليه، و في أفقر بلد في العالم. |
Gezegenimizde varolan hayvanların en büyüğü. | Open Subtitles | هو أكبر كائن موجود على وجه الأرض. |
O, altı kardeşin en büyüğü. | Open Subtitles | هو أكبر سناً مِنْ ستّة. |
İyileşmede en önemli faktör insan zihnidir. | Open Subtitles | لذلك وجدوا أن الفكر البشري هو أكبر العوامل في فنون الشفاء |
daha büyük bir şey almak istedim şu bebek evlerinden biri gibi. | Open Subtitles | ...لذا فأردت أن أحضر لها ما هو أكبر كأحد هذه المنازل الصغيرة |