"هو المكان الوحيد الذي" - Traduction Arabe en Turc

    • tek yer
        
    • tek mekan
        
    Burası, iki kıta tabakasının, bu kadar planlı çarpıştıkları tek yer. Open Subtitles هذه هو المكان الوحيد الذي تتصادم فيه صفيحتان قاريتان بهذا الشكل.
    Annem yanımda olmasa da korkmadan uyuyabildiğim tek yer burası. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي أستطيع النوم فيه دون خوف
    Bu yüzden güvenliğinin onunla birlikte olmayacağı tek yer orası. Open Subtitles لذا هو المكان الوحيد الذي لن يرغب بوجود أمنٍ معه.
    Burası iyi hissettiğim tek yer ya da en azından kendim gibi hissettiğim. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي أشعر فيه بخير أو مثل نفسي، على الأقل
    İyi haberse, gelinecek tek mekan da burası. Open Subtitles الأخبار السيئة هي، وهذا هو المكان الوحيد الذي مفتوح. والخبر السار؟
    Burası, bulmanın gerçekten zor olduğu bir içeceği yapan tek yer, çay. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي يصنع المشروب الذي أحبُّه ويصعبُ إيجادُه الشاي
    Burası endişe duymadıkları tek yer, şu ana kadar öyleydi. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي لا يعرضهم لهذا، إلى الآن.
    Bu, bugünlerde gidip arkadaş edinemeyeceğiniz tek yer. TED هذا هو المكان الوحيد الذي تستطيع الذهاب إليه في أيامنا هذه ولا يرحب بك
    Dünya Ticaret Merkezi'nin tepesine. İnebileceğin tek yer. Open Subtitles المركز التجاري هو المكان الوحيد الذي تستطيع ان تهبط به
    Gelmiş olabileceği tek yer burası. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي كان ليذهب إليه.
    Burası güvende olmayacakları tek yer! Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي لن يكونوا فيه بأمآن
    Bir lokma yemekten zevk aldığım tek yer burası. Open Subtitles فهذا هو المكان الوحيد الذي أتمتع فيه بالأكل
    Burası güvende hissettiğim tek yer. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي شعرت فيه بالأمان
    Onu yakalayamayacağımız tek yer orası. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي لا يمكننا الوصول إليه فيه
    Burası "She Hate Me" bebekleri alabileceğiniz tek yer. Ve burası, gerçek paten yarışı görebileceğiniz tek yer. Open Subtitles وهذا هو المكان الوحيد الذي يمكنك ان ترى تزلج الصفقة الحقيقية.
    Güvende olduğumuzu bildiğimiz tek yer burası. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي نكون بأمان فيه
    İnsanlar içlerindeki şeyden korkarlar ve ihtiyaçları olan şeyi bulabilecekleri tek yer de orasıdır. Open Subtitles الناس تخاف مما في داخلها وذلك هو المكان الوحيد الذي سيجدون فيه ما يحتاجون
    Eldivenlerimi takmadığım tek yer orası. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي لا أرتدي فيه القفازات
    Çünkü ana rahmi, insanın bir balık gibi sıvı içinde yaşadığı... tek yer. Open Subtitles بالطبع حيث أن رحم الأم هو المكان الوحيد الذي يعيش به الأنسان محاطاً بالسوائل من كل جانب فهو يكون مثل السمكة
    Burası durduğum tek mekan. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي أخذ منه.
    Sadece... çatı katımın Brooklyn'de belki de bildiği tek mekan olabileceği aklıma geldi. Open Subtitles أنا فقط... ظننت أنه ربما لأن منزلي (هو المكان الوحيد الذي تعرفه في (بروكلين

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus