Suçlu veya utanç hissederlerse depresyonun astım veya diyabet gibi tıbbi bir durum olduğunu hatırlatın. | TED | إذا كانوا يشعرون بالذنب أو الخزي، وضح لهم أن الإكتئاب هو حالة مرضية طبية، مثل الربو أو مرض السكري. |
Kokain bağımlılığı korkunç bir durum, insan hayatının mahvolmasına ve ölüme yol açabilir. | TED | إدمان الكوكايين هو حالة رهيبة يمكن أن تؤدي إلى الموت وإلى خسائر في حياة الإنسان. |
Mülteci olmanın geçici bir durum olduğunu düşünebilirsiniz. | TED | ربما تعتقدون بأن اللجوء هو حالة مؤقتة. |
Denge, her kişinin kendi haricinde kalanların nasıl davranacaklarını tamamen bilebildiği bir matematiksel durumdur. | TED | التّوازن هو حالة رياضيّة حيث كلّ شخص فيها اكتشف تماما ما الذي سيفعله الآخرون. |
Bu "başarısızlıktan korkma" diye[br]adlandırılan klasik bir durumdur | Open Subtitles | أعتقد أن ما لدينا هنا هو حالة معتادة للخوف من الفشل |
Evet bu acil bir durum. | Open Subtitles | نعم، وهذا هو حالة طارئة. |
Acil bir durum mu? | Open Subtitles | هل هو حالة طارئة؟ |
Görevdeyim, ve orada zor bir durum söz konusu ve bu beklemek zorunda çünkü zaman seni beklemez. | Open Subtitles | أنا على واجب، وهذا هو حالة عمل صعب جدا هناك... وهذا هو gonna لها أن تنتظر لأن الوقت لا ينتظر الرجل. |
- Bu acil bir durum. | Open Subtitles | - - هذا هو حالة طارئة. |
Bu acıklı bir durum. | Open Subtitles | هو حالة حزينة. |
Ve bu özeldir -- bu etniklik modelimiz için karmaşık bir durumdur. | TED | إنّه استثنائي -- لأنّ العرق هو حالة معقدة لنموذجنا. |
Aslında, OKB ya da obsesif kompulsif bozukluk ciddi bir psikiyatrik durumdur. Sıklıkla da toplum ve akıl sağlığı uzmanları tarafından eşit derecede yanlış anlaşılmaktadır. | TED | في الواقع، اضطراب الوسواس القهري، والمعروف اختصاراً بـOCD، هو حالة نفسية خطيرة، يُساء فهمها في كثير من الأحيان من قبل المجتمع، وكذلك من قبل أخصائيي الصحة العقلية. |
- Durum dediğin, bana göre şu anki durumdur. | Open Subtitles | -التفقّد هو حالة مرهونة بنهايتي . |