iPhone telefonunuz varsa orada deniz radarı bulabilirsiniz, aynı ping aşağıya kadar ulaşıp yukarı geri döner. | TED | إذا لديك هاتف ذكي وبه تطبيق السونار هو ذات الصوت الذي تطلقة لقاع البحر ومن ثم يعود إليك. |
Birisini seçin. Tüm bunların altında, Holokost inkarında gördüğüm aynı aşırıcılık bir mantık silsilesi içerisinde arzı endam ediyor. | TED | ولكن ضمنيّاً، هو ذات التطرّف الذي وجدتُه في نكران المحرقة المتخفي تحت ستار الخطاب العقلاني. |
Dinle, dünya görüşlerimizin farklı olduğunun farkındayım ama ulaşmak istediğimiz sonuç tamamen aynı. | Open Subtitles | إسمعي، أعلم أن لدينا فلسفة مختلفة لكن ما نحاول إنجازه هو ذات الشيء تماما |
Bir hücre ile de aynı renk. | TED | وأيضًا هو ذات لون زنزانة السجن |
Şu anda birlikte büyük ve yağsız Frappuccino içtiği adam, bizi onu izlemesi için tutan adamla aynı kişi. | Open Subtitles | الرجل الذي تحتسي ال "فرابيتشينو" برفقتِه في هذه اللحظة هو ذات الرجل الذي إستأجرنا لمراقبتِها |
Her gece aynı rüyayı gördüm. | Open Subtitles | هو ذات الحلم الذي أحلم به كل مساء. |
Garritty senin gizli polisi takip etmem için beni tutan adamla aynı kişi. | Open Subtitles | (غاريتي) هو ذات الشخص الذي إستأجرني لأراقب شُرطيتك المتخفية |
O'Neil kesinlikle CIA'in varlığıymış ve Ryan Flay ile aynı gün işe alınmış. | Open Subtitles | اونيل) بالتأكيد كان عميلاً) لوكالة الاستخبارات وتاريخ توظيفه كان تماماً (هو ذات تاريخ (ريان فلاي |
- Tabii ki aynı kişi. | Open Subtitles | بالطبع هو ذات الشخص |