Muhtemelen öyle fakat en azından ayak işlerini yapıyor görüneceksin. | Open Subtitles | هو على الأغلب كذلك, لكن على الأقل سيبدو وكانك قد قمت بالتحقيق الحركي. |
Çünkü sürtüğün önde gidenisin. Muhtemelen adam canına kıymıştır. | Open Subtitles | لأنكِ حقيرة لعينة, هو على الأغلب قتلَ نفسه. |
Bu yüzden diş de Muhtemelen Graham'ın. | Open Subtitles | لذا فإن السن هو على الأغلب لجراهام |
Yani büyük ihtimalle burada bir üssü var. | Open Subtitles | يعني هو على الأغلب له البعض نوع القاعدة هنا |
Judy, büyük ihtimalle doğuştan diyafram fıtığı. | Open Subtitles | جودي هو على الأغلب فتق في الحجاب الحاجز |
Muhtemelen odur. Herkes sessiz olsun. | Open Subtitles | هذا هو على الأغلب صمتاً |
Muhtemelen bir baba. | Open Subtitles | هو على الأغلب أبّ |
Muhtemelen canına kıymıştır. | Open Subtitles | هو على الأغلب قتلَ نفسه. |
Ve yanıt, bence, evettir. ["F = T ∇ Sτ"] Bu gördüğünüz, Muhtemelen zekâ için bir E = mc² formülüne en yakın olandır, benim bildiğim kadarıyla. | TED | و الإجابة، باعتقادي، هي نعم. ["F = T ∇ Sτ"] الذي ترونه هو على الأغلب أقرب نظير إلى E = mc² (المعادلة الشاملة لأينشتاين) للذكاء قد رأيته في حياتي. |
(Gülüşmeler) Dirsek kemiğindeki siniri bulmam lazım. Muhtemelen buralarda bir yerde. | TED | (ضحك ) سأقوم بالبحث عن عصبك الزندي ، الذي هو على الأغلب هنا . |
Muhtemelen içeride değil. | Open Subtitles | هو على الأغلب ليس بالداخل . |
Nate'den sonra, büyük ihtimalle çıktığım tek düzgün ve iyi çocuktu. | Open Subtitles | باستثناء نيت, هو على الأغلب الشخص الجيد الوحيد الذي واعدته " عوبا يا سيرينا " . |