Ciddi bir şey değil. Yalnızca bir şeyi aldırması gerekiyor. | Open Subtitles | هو لا شيءُ جدّيُ، هو فقط يَجِبُ أَنْ لَهُ شيءُ أزالَ. |
Utanılacak bir şey değil, tamam mı? | Open Subtitles | لكن، هو لا شيءُ الّذي سَيَكُونُ خجلان مِنْ، حَسَناً؟ |
Her şey yolunda, önemli bir şey değil. | Open Subtitles | كُلّ شيء بخيرُ، هو لا شيءُ مهم. |
Tamam, galiba bir şey yok, yok bir şey, yok. | Open Subtitles | حسناً، أَحْزرُ بأنّه لا شيءُ، هو لا شيءُ، هو لا شيءُ. |
Efendim, Mike'in çözmemize yardım edemeyeceği bir şey yok. | Open Subtitles | السيد، هو لا شيءُ الذي مايك لا يَستطيعُ المُسَاعَدَة نَعْملُ خلال. |
- Büyük çapta oto hırsızlığı, bu mu Önemli değil? | Open Subtitles | - هو لا شيءُ. - أوه، سيارة سرقةِ كبيرةِ، تلك ألَيستْ لا شيء؟ |
Önemli değil. | Open Subtitles | لا، هو لا شيءُ. |
Ciddi bir şey değil. | Open Subtitles | هو لا شيءُ جدّيُ. |
Kişisel bir şey değil, Jack. Yalnızca güzel bir ticaret. | Open Subtitles | هو لا شيءُ شخصيُ، جاك. |
Öyle bir şey değil dediler. | Open Subtitles | "لا، هو لا شيءُ مثل ذلك." |
bir şey değil.Sadece biraz meyve suyu. | Open Subtitles | فقط a قليلاً عصير... هو لا شيءُ. |
bir şey değil. | Open Subtitles | هو لا شيءُ. |
bir şey değil | Open Subtitles | هو لا شيءُ. |
Hayır, bir şey yok. | Open Subtitles | لا، لا شيء، هو لا شيءُ. |
Endişelenecek bir şey yok, efendim. | Open Subtitles | هو لا شيءُ للقَلْق حول، سيد |
Bir şey yok. | Open Subtitles | هو لا شيءُ. |
Önemli değil. | Open Subtitles | هو لا شيءُ. |
Hiç Önemli değil. | Open Subtitles | هو لا شيءُ. |
Önemli değil. | Open Subtitles | هو لا شيءُ. |