"هو مجرم" - Traduction Arabe en Turc

• bir suçlu

Üvey kızımı baştan çıkaran ve beni kapı dışarı eden adam bir suçlu.
الرجل الذى أغوى زوجة إبنى وطردنى خارج المنزل هو مجرم

Üvey kızımı baştan çıkaran ve torunuma tecavüz eden adam bir suçlu.
الرجل الذى أغوى زوجة إبنى وإغتصب حفيدتى هو مجرم

O bir suçlu. O yüzden şu anda parmaklıklar arkasında.
هو مجرم, لهذا السبب هو في السجن أثناء حديثنا

Babamın sözünü dinlemeliydi, o artık bir suçlu konumunda.
. هو كان يجب أن يستمع إلى أبى ، الآن هو مجرم

Sam Balfus, o önemsiz bir suçlu.
سام بالفيس , هو مجرم تافه . أأنتِ متأكدة ؟

Yöneticiniz Gascony'yi saltanat terörüne maruz bırakan berbat bir suçlu.
ضيفك هو مجرم عنيف الذي سيعرض جاسكوني لعهد الإرهاب

Fotoğraftaki adam teröristlerle bağlantısı olan bir suçlu.
الرجل في هذه الصورة هو مجرم متورط مع الإرهاب

- Adam beyaz yakalı bir suçlu. - Nazik olanlarından.
. هو مجرم ذو ياقة بيضاء . لكن لطيف

Perry, Lex Luthor gözü dönmüş bir suçlu.
-بري! لاكس لوثر هو مجرم محترف كاذ أن يقتله.

Senin sosyal bilgiler öğretmenin Torch, bir suçlu.
و لكن أستاذك في الدراسات الإجتماعية -الذي يتعذب هو مجرم

Müvekkilimin vahşi bir suçlu ve çevreye karşı bir tehdit olduğu iddiasına gelince, neye dayanarak?
الان, للتأكيد ذلك موكلي هو مجرم عنيف وخطر على المجتمع... بناء على ماذا؟

Her şeyde parmağı olan çok büyük bir suçlu.
لكنه ليس كذلك، بل هو مجرم كبير.

Biliyorum, o bir suçlu, alçak.
هو مجرم, أنا أعرف, حقير..

Perry, Lex Luthor gözü dönmüş bir suçlu. Onu neredeyse öldürüyordu.
(بيري)، (ليكس لوثر) هو مجرم كبير كاد يقتله، بحقّك

Bu adam bir suçlu.
هذا الرجل هو مجرم.

O tehlikeli bir suçlu.
هو مجرم خطير و عنيف

O bir suçlu mu?
هل هو مجرم نوعاً ما ؟

bir suçlu olduğunu biliyorum.
حسنا، وأنا أعلم أنه هو مجرم.

Dewey ve Carter, fahişeleri kefaretle serbest bıraktıran adamın mafyayla bağı olduğu bilinen bir suçlu olduğunu keşfetti.
ديوي وكارتر) اكتشفت) أن الرجل الذي ينقذ العاهرات هو مجرم معروف له علاقات مع العصابات

Her seyde parmaği olan çok büyük bir suçlu.
هو مجرم كبير له دخل في كل شيء