Grup davasız onsuz var olmaz. Masada bir yeri hak ediyor. | Open Subtitles | تصنيف القضية لم يكن ليوجد لولاه هو يستحق مقعد على الطاولة |
Bu iyi bir soru, cevabı da hak ediyor. | Open Subtitles | .. هذا سؤال جيد .و هو يستحق جواباً لكن .. |
Demek istediğim, kendini gerçekten adadı... ve o, her şeyin mükemmel gitmesini hak ediyor. | Open Subtitles | اعني ، مكرس جداً .. ِ و هو يستحق هذا لان يكون ممتازاً |
*Güzel birşeyi hak ediyor. Eğlenceleri çok kısıtlı. | Open Subtitles | هو يستحق شيئا جميلا وليس لديه الكثير مما يبهجه |
S*keyim onu. Vurulmayı hak etti. | Open Subtitles | . تباً لذلك يا رجل هو يستحق ذلك |
O iyi biri. Bu kalbi hakediyor. | Open Subtitles | انه شخص طيب و هو يستحق القلب |
Ayrıca, o, onun için ne ödenen almak için değil hak ediyor? | Open Subtitles | بالإضافة ، هو يستحق أن يأخذ ما دفع لأجله ، أليس كذلك ؟ |
Harika bir kampanya yürüttü ve saygımızı hak ediyor. | Open Subtitles | لا, لا. لقد أجرىحملة ممتازة, و هو يستحق احترامنا |
Bu adam çok iyi biri ve ikinci bir şansı hak ediyor. | Open Subtitles | هذا رائع ، رجل رائع و ، و ، و هو يستحق فرصة ثانيه |
Kesinlikle, başkalarının tasarladığı bir silah olmadığını kanıtlamak için bir şansı hak ediyor. | Open Subtitles | بالتأكيد , هو يستحق الفرصة ليثبت . انه اكثر من السلاح صممه الآخرين ليكون |
Ona şu anda gösterdiğim ilgiden daha fazlasını hak ediyor. | Open Subtitles | هو يستحق ما هو افضل مما استطيع ان اعطيه له الآن. |
Alabileceği bütün zamanı hak ediyor imkansıza yakın bir olasılığı değil. | Open Subtitles | إسمعي ، هو يستحق كل الوقت الذي بمقدوره أن يحصل عليه و ليس عمليّة إحتمالات نجاحُها ضئيل جدّاً |
Keçi gibi. Biraz acı çekmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | إنه عنزة و هو يستحق المعاناة قليلاً |
Belki de, ölmeyi gerçekten hak ediyor. | Open Subtitles | ربما هو يستحق الموت |
Belki de, ölmeyi gerçekten hak ediyor. | Open Subtitles | ربما هو يستحق الموت |
- Evet, ama dolandırılmayı hak ediyor. - Albert haklı. | Open Subtitles | حسنا , هو يستحق الإحتيال عليه - ألبرت) على حق) - |
Biraz çılgınlığı hak ediyor. | Open Subtitles | هو يستحق كل جزء من الجنون |
O daha iyilerini hak ediyor. | Open Subtitles | و هو يستحق من هي أفضل |
Mandela gibi Xhosa. Ölmeyi hak ediyor. | Open Subtitles | إنه من قبيلة (إكزوسا) مثل (مانديلا) هو يستحق الموت |
Hatta insanlar: "Öldürün onu! Bunu hak etti!" diyorlar. | Open Subtitles | "حتى الناس يقولون أقتلوه هو يستحق ذلك " |
Galibiyeti hak etti. | Open Subtitles | هو يستحق الفوز ، نعم |
Acının her saniyesini hakediyor. | Open Subtitles | هو يستحق كل لحظة من الألم |