Onunla olmak için beş kilometre geldi. Onurlu olan şeyi yapıyor. | Open Subtitles | لأنها قطعت 3 آلاف ميلاً لتكون معه، هو يقوم بالواجب وحسب |
Su işlerini, elektrik işlerini yapıyor, bütün gece eczaneye gidebiliyor. | Open Subtitles | هو يقوم بإعمال السباكة الكهرباء حتى اعمال الصيدلية طوال الليل |
Kocası taşımayı ve dağıtımı yapıyor, o da üretimi. | TED | هو يقوم بالشحن والتوزيع، وهي تقوم بالإنتاج وجمع المصادر. |
Orası babamın arsası ve şu çirkin konutları inşa ediyor. | Open Subtitles | إنها أرض والدي، و، هو يقوم ببناء هذه الشقق البشعة |
Yüzbaşınız, herşeyi kitabına göre mi yapıyor? | Open Subtitles | هذا الكابتن ، هل هو يقوم بهذا كما يقول الكتاب؟ |
Arabası yok, ama sihir yapıyor. | Open Subtitles | لأنه لا يملك سيارةً, و هو يقوم بالألعاب السحرية |
Arabası yok, ama sihir yapıyor. | Open Subtitles | لأنه لا يملك سيارةً, و هو يقوم بالألعاب السحرية |
Önemli olan hırsızlık yapma şekli... ..ve soygunları gelişigüzel yapıyor... ..bir şablon bulmak imkansız. | Open Subtitles | سيدي ، خصوصيته تكمن في طريقة سرقته هو يقوم بالعديد من السرقات المختلفة والعشوائية لذلك من الصعب إيجاد نمط خاص به |
İşini iyi yapıyor Gideon, bu hiç hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | و هو يقوم بهذا بشكل جيد انا لا احب هذا مطلقا |
Bu görevi sadece birkaç haftadır yapıyor. | Open Subtitles | هو يقوم بهذه الوظيفة بذاتها منذ أسبوعين فقط |
Yok yok, o aptallıkları onu yolda düşürdüğüm için yapıyor. | Open Subtitles | هو يقوم بإعمال سخيفة لإنني القيت به على الطريق |
Yani temizlik yapıyor, yemek yapıyor, bez değiştiriyor ve hala kızgınsın. | Open Subtitles | إذا, هو يقوم بالكنس والطبخ وتغيير الحفائض |
Önümüzdeki pazar uzak mesafeden yürütülen ilişkiler hakkında program yapıyor. | Open Subtitles | هو يقوم بعرض حول العلاقات . بعيدة المدى يوم الأحد المقبل |
Eh , o bebekler teslim ediyor ve diğer kahramanca şeyler yapıyor . | Open Subtitles | حسنا,هو يقوم بولاده الاطفال و العديد من الاشياء البطوليه ايضا |
Yani bunları başka yerde yapıyor ve burası sadece cesetlerin atıldığı yer mi? | Open Subtitles | اذا هو يقوم بهذا فى مكان اخر و هذا مجرد مكان تخلصه من الجثث ؟ |
Karbon miktarını azaltmak için üstüne düşeni yapıyor. | Open Subtitles | هو يقوم بدوره لتقليص نصيبه من ثاني أكسيد الكربون |
o andan itibaren aklına gelen bütün dolapları çevirdi. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين و هو .يقوم بكل حيلة يفكر بها |
Buna hakkı olduğunu söyledi çünkü o benim babam, ben de onun kızıymışım ayrıca karnımı doyurup, evinde barınmamı sağlamış bu yüzden de ne isterse yapabilirmiş. | Open Subtitles | و أخبرنى أن له الحق لأنه أبى و أنا إبنته و هو يقوم بإطعامى و يتركنى أعيش فى منزله |
Aslında Seth eli kullanıyor, beden onu takip ediyor. | TED | فالحقيقة هو يقوم بتوجيه اليد والجسم يلحق باليد. |
Bu aptal, ülkenin en büyük kokain tüccarına karşı tanıklık ediyor, ama aynı kokaini kendi motel odasında satıyor. | Open Subtitles | هذا الأحمق هو شاهد على مستوى الولاية ضدّ أكبر تاجر مخدّرات في المقاطعة و هو يقوم بتوزيع المخدرات ذاتها من غرفته |