Problem şu ki Bayan Hershel televizyonun önünde durmak istemiyordu. | Open Subtitles | المشكله هي السيده هيرشيل لا تستطيع الوقوف في الجهه الاماميه للتليفزيون |
Mr. Hershel dükkâna geldi ve "Sadece Bayan Hershel önünde durduğunda iyi görüntü alabiliyorum." dedi. | Open Subtitles | السيد/هيرشيل اتي الي المحل وقال انا حصلت فقط علي استقبال جيد لو السيده هيرشيل وقفت في الجهه الاماميه للتليفزيون |
Bay Hershel dedim; ... | Open Subtitles | قلت للسيد هيرشيل |
Herschel'in deneyinde renk ve ısı arasındaki ilişki test ediliyordu. | Open Subtitles | وفي تجربة هيرشيل كانت العلاقة بين اللون والحرارة يتم فحصها |
Bunun üzerine, 1838'de İngiliz Fizikçi John Herschel bir güneş ışınını gözlemlemek için deneysel bir uğraşa başladı. | Open Subtitles | ثم ، في 1838 ،تولى الفيزيائي البريطاني جون هيرشيل ، هذا المسعى في محاولته التجريبية لفهم شعاع الشمس |
Burası, Hershell'in öldüğü oda değil mi? | Open Subtitles | هل هذه نفس الغرفة حيث مات هيرشيل ؟ |
Veya Hershel'la evde kalmak için konuşabiliriz. | Open Subtitles | أو يمكنني التحدث إلى (هيرشيل) ليسمح لنا بالبقاء في المنزل |
Andrea. Ben Daryl'la gittiğimde Hershel'a etrafı kolaçan etmesinde yardımcı ol. | Open Subtitles | (أندريا)، بينما أنا في الخارج مع (داريل)، هلا ساعدتي (هيرشيل) في مراقبة الأمور هنا؟ |
Hershel, T-Dog! Herkesi eve götürün. | Open Subtitles | حسناً (هيرشيل)، (تي دوغ)، فلتعيدوا الجميع للمنزل |
Kalbi çok hızlı atıyor, çok ateşi var. Hershel'ın gelmesi lazım. O ne yapılacağını bilir. | Open Subtitles | ضربات قلبها متسارعه وحرارتها مرتفعه علينا إيجاد (هيرشيل) فهو يعلم ما يفعل |
Adı Hershel. Bugün birçok yakınını kaybetti. | Open Subtitles | اسمه (هيرشيل) ولقد فقد الكثير من قومه اليوم |
Kalbi çok hızlı atıyor, çok ateşi var. Hershel'ın gelmesi lazım. O ne yapılacağını bilir. | Open Subtitles | ضربات قلبها متسارعه وحرارتها مرتفعه علينا إيجاد (هيرشيل) فهو يعلم ما يفعل |
Adı Hershel. Bugün birçok yakınını kaybetti. | Open Subtitles | اسمه (هيرشيل) ولقد فقد الكثير من قومه اليوم |
Serum takacağım. Hershel olmadan bu kadarını yapabiliyorum. | Open Subtitles | سوف أضع لها محلولاً ، هذا أقصي ما أيمكنني فعله بدون (هيرشيل) |
Rick'in ya da Hershel'in geri dönmesini istemiyor. Onların gidişiyle, istediğini yapacak kimse de ona tersini söyleyemeyecek. | Open Subtitles | إنه لا يريد عودة (ريك) أو (هيرشيل) مع حدوث هذا سيكون له كل شيء أراد |
Hayal gücünün arsız bu deneyiminde Herschel bu fikri kullanarak güneşin verdiği tüm enerjiyi hesapladı. | Open Subtitles | في قفزة جريئة من الخيال استخدام هيرشيل هذا الرقم لحساب الطاقة الكلية المنبعثة من الشمس |
Geceleri William Herschel gökyüzünü zamanının en büyük teleskobuyla tarıyordu. | Open Subtitles | في الليل كان ويليام هيرشيل يقوم بمسح السماء بأكبر تلسكوب في وقته |
William Herschel ışığın bazı renklerinin diğerlerine göre daha fazla ısı taşıyıp taşımadığını sordu. | Open Subtitles | تسائل ويليام هيرشيل ما إن كانت بعض الوان الضوء تحمل حرارة أكثر من البقية |
Herschel, tayfın kırmızı ucunun hemen altında gizlenen bu görünmez oluşumu fark eden ilk kişiydi. | Open Subtitles | هيرشيل كان أول من يستشعر ذلك الوجود اللامرئي والذي يكمن أدنى النهاية الحمراء للطيف |
William Herschel İngiltere'deki evinin salonunda kızılötesi ışığı keşfetmek üzereyken Joseph Fraunhofer adlı bir genç umutsuz bir angaryayla boğuşmaktaydı. | Open Subtitles | في حوال الوقت الذي قام به ويليام هيرشيل باكتشاف الأشعة تحت الحمراء في صالونه في إنجلترا صبي يافع إسمه جوزيف فرانهوفر |
Sör Frederick William Herschel Uranüs'e iyilik etmedi. | Open Subtitles | السير فريدريك وليام هيرشيل لم يفعل أي تفضل أورانوس. |
Hershell geçen gece öldü. | Open Subtitles | هيرشيل مات ليلة أمس |