Problem şu ki biz zaten kaza olduğundan emin değiliz. | Open Subtitles | المشكلة هي إننا غير مُتأكدين أن هذا حادث |
Fındık ve meyve topluyor, et depoluyor, kök biriktiriyoruz ama gerçek şu ki açlıktan ölmeden önce donacağız. | Open Subtitles | نحن نجمع الجوز و التوت, و نجفف اللحم و ننبش بحثاً عن الجذور و لكن الحقيقة هي إننا سنتجمد قبل أن نجوع |
İyi haber şu ki her insan yediklerini bir gecede değiştirebilir. | Open Subtitles | ولكن الأخبار الجيّدة هي إننا نستطيع تغيير ما نأكل، أيّ فرد، بين عشية وضحاها. |
Gerçek şu ki, onu biz öldürdük! | Open Subtitles | ،الحقيقة هي إننا نحن من قتلناه |
İyi haber şu ki, biz de hayatta kalabiliriz. | Open Subtitles | الأخبار الجيدة هي إننا يمكننا العيش |
İyi haber şu ki, biz de hayatta kalabiliriz. | Open Subtitles | الأخبار الجيدة هي إننا يمكننا العيش |