Eğer Penny'nin senin için dünyadaki tek kadın olduğu olağan dışı varsayımı ve önermeyi kabul edersek ancak o zaman, randevuyu mahvettiğinde senin nasıl yalnız, soysuz, aksi bir ihtiyara dönüşeceğini tartışabiliriz. | Open Subtitles | حسنا , إذا قبلنا بمسلمتك و أيضا قبلنا فرضيتك غير المحتملة إلى حد كبير أن بيني هي المرأة الوحيدة المناسبة لك في العالم |
Kuşkusuz ki çabukça duş alan dünyadaki tek kadın. | Open Subtitles | بالطبع هي المرأة الوحيدة في في العالم التي تستحمّ سريعا. |
O çıplak gördüğüm tek kadın. | Open Subtitles | هي المرأة الوحيدة التي رأيتها عارية |
İstediğin kadını elde edebilme özelliğin var ama sen gidip tüm takım adalardaki seni istemeyen tek kadını seçiyorsun. | Open Subtitles | فقط لكي استوضح الامر يمكن ان تحظى بأي امرأة تريدها والمرأة التي تختارها هي المرأة الوحيدة في كامل اركابيلغو |
İstediğin kadını elde edebilirsin ama sen gidip seni istemeyen tek kadını seçiyorsun. | Open Subtitles | يمكنك أن تحظي بأي امرأة تريد ومن إخترت هي المرأة الوحيدة التي لا تريدك |
Onca yıl Isabelle'in beni mutlu edebilecek tek kadın olduğunu düşündüm durdum. | Open Subtitles | كل هذه السنوات, إعتقدتُ أنّ "إيزابيل" هي المرأة الوحيدة التي تستطيع جعلي سعيدًا. |
"Tanrım,mezara gideceğim ve Bette yattığım tek kadın mı olacak?" diye düşünüyorum. | Open Subtitles | دائماً ما أفكر "إلهي، سوف أذهب لقبري و(بيت) هي المرأة الوحيدة التي نمت معها؟" |
Yani diyorsun ki Jane, şu ana kadar birlikte olduğun tek kadın... | Open Subtitles | هل تعني أن ( جين ) هي المرأة الوحيدة التي |
Ve Rebecca duvarda olup da cesette olmayan tek kadın öyle mi? | Open Subtitles | {\pos(192,230)} و(ريبيكا) هي المرأة الوحيدة على الحائط غبر المرسومة على الجثة؟ |