"هي جزء من" - Traduction Arabe en Turc

    • bir parçası
        
    • bir parçasıdır
        
    Bekleyin bir dakika. Bu kasaba, sizin kimliğinizin bir parçası. Open Subtitles لحظة من فضلكم ، هذه المدينة هي جزء من حياتكم
    Hayatımın bir parçası o, ben de onunkinin bir parçasıyım. Open Subtitles هي جزء من حياتي بقدر ما أنا جزء من حياتها
    Ben de bir çok dilde olduğu gibi, hareketi, anlatımın bir parçası varsaydım. Open Subtitles . افترضت أنه كما في العديد من اللغات الإشارة هي جزء من التعبير
    Uluslararası hukuk belirtiyor ki o torba Birman topraklarının bir parçasıdır. Open Subtitles ينص القانون الدولي على أن الحقيبة هي جزء من الأرض البورمية
    Etrafımızdaki dünyayı arşivlemek insanoğlunun doğasının bir parçasıdır. TED إن أرشفة العالم من حولنا هي جزء من الطبيعة البشرية.
    Komünizm, sosyalizm, serbest piyasa ve faşizmin, sosyal evrimin bir parçası olduğuna inanıyorum. Open Subtitles أنا أعتقد أن الشيوعية، الإشتراكية، العمل الحر، الفاشية، هي جزء من التطور الإجتماعي.
    O da senin üstünde kötü etkisi olan topluluğun bir parçası. Open Subtitles هي جزء من البقية الذين كان لهم . تأثير سلبي عليك
    Ve IDEO'nun bir parçası olan Itch'deki bir grup yaklaşık 12 metrelik bu interaktif duvarı tasarladı. TED ومجموعة في إتش والتي هي جزء من أيديو قامت بتصميم هذا الحائط التفاعلي والذي يبلغ ارتفاعه أربعة طوابق.
    İnsanların bu hikâyelere erişimini kolaylaştırmak için tekniği kullanan bir dijital hikâye anlatıcısı olarak, bu hikâyeleri ve sorunları yakalamak işimin bir parçası. TED إن نقل هذه القصص والقضايا هي جزء من عملي كراوي قصص رقمي يستعين بالتقنية لتسهيل الأمر على الآخرين البحث عن هذه القصص.
    Klavyenin, bunun kilit bir parçası olduğundan bahsettiğinizi biliyorum. TED أنا أعلم بأنكم أشرتم إلى أن لوحة المفاتيح هي جزء من الحل لهذا الأمر.
    Bunun da ötesinde bu bizim kültürel kimliğimizin bir parçası, sadece Amerikanın değil batılı toplumların ve dünyadaki demokratik toplumların kültülerinin. TED أبعد من ذلك هي جزء من هويتنا الثقافية ليس فقط في أمريكا لكن في المجتمعات الغربية وفي المجتمعات الديموقراطية حول العالم.
    Amerikan şirketleri, Çin şirketleri ya da dışarıdaki herhangi bir şirket toplumumuzun bir parçası. TED التجارة الأمريكية والتجارة الصينية وأي شركة هنالك هي جزء من مجتمعنا.
    Fatuma Kenya'daki tacizlerle savaşan bayan grubunun bir parçası. TED فطومة هي جزء من شبكة نسائية تحارب الاغتصاب في كينيا.
    Şehirler önceleri sorunun bir parçasıyken şimdi çözümün bir parçası. TED لقد كانت المدن جزء من المشكلة، الآن هي جزء من الحل.
    Mikropların bu çözümün bir parçası olabileceğini düşünüyoruz-- özellikle bu süper yüklü karbon dönüştürücülerinin. TED أنا مؤمنة أن الميكروبات هي جزء من الحل وخصوصا تلك التي تعيد تدوير الكربون بشحنات كبيرة.
    İnanç ve şüphenin hikâyesiydi ve şüpheyle mücadele etmenin inancın bir parçası olduğunu anlamanın -- Belki de en büyük parçası. TED كانت قصة عن الإيمان والشك، وإدراك أن معركتنا مع الشك هي جزء من الإيمان، وربما الجزء الأكبر.
    Size programlanmıştır. DNA'nızın bir parçasıdır. TED إنها مثبّتة فيك. هي جزء من حمضك النووي.
    Tüm efsaneler halk edebiyatının bir parçasıdır. Open Subtitles كل هذه الخرافات هي جزء من قصصنا الشعبية .. لو إعتبرنا أن الشمس
    Fakat kötü takaslar da beyzbolun bir parçasıdır. Open Subtitles ولكن التجارة الخاسرة هي جزء من لعبة البايسبول.
    Dünya'dan 7.000 ışık yılı uzakta bulunan sütunlar Evren'deki milyarlarca yıldız oluşum bölgelerinden yalnızca biri olan Kartal Nebulası'nın bir parçasıdır. Open Subtitles على بعد 7000 سنة ضوئية من الأرض هذه المراكز هي جزء من سديم النسر والتي هي واحد من مليارات أماكن تكوين النجوم في الكون
    Mai Po bataklıkları, bolca yengeç, kurtçuk ve amfibi balık barındıran İnci Nehri'nin bir parçasıdır. Open Subtitles مستنقعات ماي بو هي جزء من مصب نهر اللؤلؤي الشواطئ التي تكثر مع السرطانات الديدان والطين الربانون

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus