Wraithlerin operasyonlarımızın ana üssünün burası olduğunu öğrenmesi sadece zaman meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة وقت قبل ذلك يفهم الريث ان هذه قاعدتنا. |
Birinden sıkı bir yumruk yemesi an meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة وقتُ أمامك يُصبحُ أضويتكَ ثَقبتْ. |
Tecavüz edip öldürmesi an meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة وقت قَبْلَ أَنْ يَغتصبُ ويَقْتلُ. |
Bu şekilde devam edersen, zarar görmen ya da kim olduğunun fark edilmesi an meselesi. | Open Subtitles | إذا إستمريت في هذا الطريق هي فقط مسألة وقت قبل أن تتأذين أو أن تكتشفي |
Cortez ve çetesinin bela çıkarması an meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة وقت قبل اللعنة يَضْربُ النصيرُ مَع كورتيز وعصابته. |
Haberin medyaya sızması an meselesi artık. | Open Subtitles | هي فقط مسألة وقت قَبْلَ أَنْ تُسرّبُ الكلمةَ، |
"ben heryerdeyim. bu sadece zaman meselesi." | Open Subtitles | أَنا في كل مكان هي فقط مسألة وقت |
İnsanların neler olduğunu anlayıp sorgulamaya başlaması sadece an meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة وقت قبل الناسِ إنظرْ للأعلى وإسأل ماذا يحدث هنا * |
Ne sakladığını öğrenmem sadece an meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة وقت قبل أن أكتشف ما تختفيه |
Güvenliğimin buraya gelmesi an meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة وقت قبل أن يعبر أمني |
Yakalanmaları an meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة وقت قبل أن يمسكوا |
Tekrar aynı şeyi yapması an meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة وقتُ قبل أن يفعلها ثانية |
Bu iş nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın Votan Birliği'nin gelip beni öldürmesi an meselesi. | Open Subtitles | مهما كان هذا يظهر، هي فقط مسألة وقت قبل V. C. يظهر نظر لدفع رأسي على a حصة. |
Artık sadece zaman meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة الوقت الآن. |
Yalnızca görüşünüzü azaltma meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة تخفيض رؤيتك. |
Bulunması an meselesi. | Open Subtitles | هي فقط مسألة وقت. |
Merak etme, sadece zaman meselesi. | Open Subtitles | لاتقلق... هي فقط مسألة وقت |