Ve böylece duygularınızı anlamanız ve eğitmeniz bilgeliğin temel faaliyetlerinden biridir. | TED | بالتالي قراءة وتثقيف عواطفك هي واحدة من المظاهر المركزية للحكمة |
Bu fikir, siyahilerin tarih üzerinde hiç etkisi olmadığı fikri, beyaz üstünlüğünün kuruluş fikirlerinden biridir. | TED | هذه الفكرة، أن السود ليس لديهم أي تأثير في التاريخ، هي واحدة من الأفكار التأسيسية للتفوق العرقي الأبيض. |
Balina şarkıları, hayvan krallığında en karmaşık iletişim sistemlerinden biridir. | TED | إن أغاني الحيتان هي واحدة من أكثر نظم الاتصالات تطورًا في المملكة الحيوانية. |
SP: Doris en çok katkıda bulunan kişilerden biri; o bir uzay arkeoloğu. | TED | س. ب: دوريس هي واحدة من أكبر المساهمين لدينا. إنها عالمة آثار فضائية. |
Bir örnek: Arup dünyadaki en başarılı mühendislik firmalarından biri ve Pekin Olimpiyatları için binicilik merkezinin inşası ile görevlendirildi. | TED | مثال: اروب هي واحدة من أنجح الشركات الهندسية في العالم، و كانت مُفوضة لبناء مركز للخيول للألعاب الأولمبية في بكين. |
Bölgedeki nadir büyük büyükannelerden biriydi. | TED | هي واحدة من الجدات القلائل في هذا المكان. |
Afganistan dünyada ki en fakir ülkelerden biridir ve yüzde yetmişinin okur yazarlığı olmayan bir halk. | TED | أفغانستان هي واحدة من أفقر الدول في العالم و70 من السكان هم أمييون |
Hala elimdeki en iyi ajanlardan biridir. | Open Subtitles | لا تنظر اليها بحماقة هي واحدة من احسن العملاء |
Mağaralar, dünyada doğrudan güneş ışığı enerjisi almayan, çok az doğal ortamdan biridir. | Open Subtitles | الكهوف هي واحدة من المواطن القليلة علي الأرض التي لا تتعرض لأشعة الشمس المباشرة. |
Tasarımcı olmak istememin ilk nedenlerinden biridir bu. | Open Subtitles | هي واحدة من الأشياء التي جعلتني أريد أن أصبح مصممة |
SaI, bu Bebek. En iyi dansçılarımızdan biridir. | Open Subtitles | سال , هذه بيبي هي واحدة من افضل الراقصات لدينا |
Veridian Dynamics, dünyanın en başarılı şirketlerinden biridir. | Open Subtitles | فريدينا ديناميكس هي واحدة من أكثر الشركات الناجحة في العالم |
Bu kırkayak, türünün en büyük örneklerinden biridir aralıksız yaklaşık 30 santimetre boyunda. | Open Subtitles | هذه الدودة الألفية هي واحدة من الأكبر بين أفراد نوعها |
Sanırım burada çalışan temizlikçilerden biridir. | Open Subtitles | حسناً, هي واحدة من الخادمات التي تعمل هنا |
Bu tarihteki en güçlü ve en uzun süreli görüşlerden biri oldu. | Open Subtitles | هذه القناعة هي واحدة من أقوي و أمتن القناعات في تاريخ الإنسان |
Kemik kanserinin en ölümcül olan kanser türlerinden biri olduğunu okudum. | Open Subtitles | قرأت مقالا حول كيفية العظام سرطان هي واحدة من الاكثر دموية. |
Yani yaptığımız işlerden biri özelleştirme. | TED | إذاً فالخصخصة هي واحدة من الأشياء التي قمنا بها. |
Kıtlık, Mahşerin Dört Atlısı'ndan biri. | TED | المجاعة هي واحدة من الفرسان الأربعة لنهاية العالم. |
Ve ikincisi bizi dünyanın her yerinde ayıran en derin şeylerden biri dildir. | TED | وثانيًا، إن اللغة هي واحدة من أصعب الأشياء التي تفرقنا في العالم. |
Dünya Bankası'na göre, Burkina Faso dünyadaki en yoksul ülkelerden biri, ama böyle bir yerde büyümek nasıl birşey? | TED | إعتماداً على البنك الدولي, بوركينا فاسو هي واحدة من أفقر الدول في العالم لكن ماذا يشبه أن تتربى في مكان كهذا |
Böylesine karmaşık olan dairesel ağ örümceklerin geliştirdiği ilk ipekli tuzak türlerinden biriydi. | Open Subtitles | رغم تعقيدها فإن الشبكة الدّائريّة هي واحدة من النوع الاول للفخاخ الحريريّة التي ابتكرتها العناكب. |