Ve bazı insanlar da dansçıların poposunu sahne ışıkları altında görmekten hoşlanır. | Open Subtitles | و هُناك بعض الناس يحبون رؤية مؤخرات الراقصين . تحت الأضواء الكاشفة |
Sanki bazı insanlar ben onları durduruncaya kadar özür dilemeye başlayacaklar. | Open Subtitles | يبدو أن هُناك بعض النّاس عليهم أن يبدأواْ بالاعتذار حتّى أُكتفي. |
bazı komplikasyonlar yarandı, ama Chloe çok dirençli bir kız. | Open Subtitles | لقد كانت هُناك بعض التعقيدات, لكن كلوي خرجت منها كالفارسة. |
Sanırım, makyaj odasında biraz mum var, Peter. | Open Subtitles | . أعتقد أن هُناك بعض الشموع فى حجرة المكياج , يا بيتر |
Eşinizi tanımıyorum, ama kimi kadınlar var, kocalarının iş yerlerine çok şahsi yaklaşırlar, anlatabildiysem. | Open Subtitles | أعني، أنا لا أعرفُ المرأَة، لكني أعرف أن هُناك بعض الزوجات تأخُذ مكتب زوجها على نحوٍ شخصيٍ جِداً، إذا فهمتَ قصدي |
O hâlde bu dosyadaki başka şeyler de sürpriz olacaktır. | Open Subtitles | سأراهن هُناك بعض المفاجأت .في هذا الملف هُنا |
Bu durumda bile bazı yerli savaşcılar ayaklanıyordu. | Open Subtitles | علي أي حال ، كانت هُناك بعض المُقاومة . من مُقاتلين شعبيين |
bazı kararlar zordur... ama yinede doğru seçimi yapmalısın. | Open Subtitles | . فستكون هُناك بعض القرارات الصعبة . ولكنْ ، عليك أن تختار القرار الصائب |
Yeni patronun benim ve planlarda bazı değişiklikler olacak. | Open Subtitles | أنا الرئيس الآن. وستكون هُناك بعض التغييرات. |
Fakat komutanım... Buradaki bazı subaylar beş para etmez. | Open Subtitles | لكن هُناك بعض الضباط الموجودين . هُنا لا يَستحقون تلك الرتبة , سيدىِ |
Kocanızın bize anlattıklarında bazı çelişkiler var.. | Open Subtitles | يبدو هُناك بعض التضارب بشأن مــا أخبرنا بهِ زوجكِ. |
Beyefendi, kızınızın hamileliğiyle ilgili bazı komplikasyonlar oldu | Open Subtitles | إسمع سيدي، هُناك بعض عقابات مع ابنتك بسبب حملها. |
Yukarıya gelir misin? Yatak odasında yapmanı istediğim bir kaç şey var. | Open Subtitles | هُناك بعض الأشياء أريدكِ أن تقومي بها في غُرفتي. |
O çantaların ardında çok tehlikeli adamlar var. | Open Subtitles | هُناك بعض الأشخاص الخطرين يطاردون هذه الحقائب |
Biraz şaibeli bir durum var. | Open Subtitles | حسناً، لقد كان هُناك بعض الخِداع يحدُث.. |
Dağılıyor. Birkaç dağınık fırtına var sadece. | Open Subtitles | إنها تختفي، لكن هُناك بعض العواصف .الرعدية المتفرقة وما شابة |
Benim sana sormak istediğim birkaç soru var. Lütfen otur. | Open Subtitles | حسناً، هُناك بعض الأشياء الّتي أُريد أن أُكلّمكِ بشأنها، إجلسي رجاءاً |
Ne tür bir olay? Abartıyorum galiba. Halledilebilir türden. | Open Subtitles | بالغالب سأغيب لبعض الوقت، هُناك بعض المتاعب |
Sizinle orada buluşuruz. Burada ilgilenmem gereken yerel bir durum söz konusu. | Open Subtitles | سأقابلك هُناك، هُناك بعض الأمور المحلّية التي علىّ الإهتمام بها. |
Devriye arabalarına bir şeyler çizen çocuklar var. | Open Subtitles | هُناك بعض الأطفال في الخارج يقومون بالنقش على سيّارات الدوريّة. |