Burada yaptığımız tek şey buradaki pisliğin şehri istilâ etmesini engellemek. | Open Subtitles | كُل ما نفعله هُنا هو أن نحاول إبعاد .هذه النفاية من غزو المدينة |
Burada gördüğüm tek şey yaklaşmakta olan kimliğini dahi saptayamayacağın bir gemi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يُمكنني رؤيته هُنا هو سفينة واردة سفينة لا يُمكنكم التعرف عليها حتى |
Bak, Burada olmamın tek sebebi, çünkü yayıncım yalancının hikayesini çaldığımı düşünmeye başlamasıdır. | Open Subtitles | إسمع , السّبب الوحيد لوجودي هُنا هو بسبب أنّ الناشر بدأ يعتقد أنّني سرقتُ قصّة ذلك الكاذب |
Burada iyi olduğum tek şey 3-4 savunması yaptırmak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي اُعد جيداً في فعله هُنا هو تدريب لاعبين الدفاع الهزيلين |
Burada sahip olduğumuz tek şey saygı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لدينا هُنا هو الإحترام |
Burada kazanmak bilinçli bir karardır. | Open Subtitles | الفوز هُنا هو قرار مصيري بالنسبة لكم. |
Burada kazanmak bilinçli bir karardır. | Open Subtitles | الفوز هُنا هو قرار مصيري بالنسبة لكم. |
Burada oluş nedenim, bu adam: Jack Pellit. | Open Subtitles | لكن السبب الأساسي في وجودي هُنا هو ربّ عملي، (جاك بيليت). |
Burada olmamın asıl sebebi bu adam. Jack Pellit, patronum. | Open Subtitles | لكن السبب الأساسي في وجودي هُنا هو ربّ عملي، (جاك بيليت). |
Frank kendi kendine "Doktoru Burada kalmaya ikna etmenin en iyi yolu ona Tickle Head'de çetin bir ayak mantarı vakası olduğunu göstermektir" diye mi düşündün? | Open Subtitles | "فرانك"، لقد قُلت بنفسك "الطريقة الأفضل لكي نُقنع الطبيب أن يعيش هُنا" هو أن نُريه أن هُنا فى (تيكل هيد) يوجد |
Burada anahtar, sabır. | Open Subtitles | المفتاح هُنا هو الصبر. |
Galiba Burada söylemem gereken şey, "ta-da" demek! | Open Subtitles | أعتقد أنّ التعبير هُنا هو "! (تا-دا)" |