Karton kutuda yaşıyordum... ızgaralarda uyuyorum, çöpten çıkanları yiyorum. | Open Subtitles | كنت أعيش في صندوق كرتوني، أنام على القضبان، وآكل من صناديق النفايات، وأنتِ؟ لا أستطيع أن أشتكي. |
Burada herkesten ayrıyım, yalnızım, tadı iğrenç yemeğimi yiyorum bir de bunu seyretmek zorundayım. | Open Subtitles | انا هنا منعزل ووحيد وآكل من طبخي السيء وعليّ ان اشاهد هذا |
Gülümseyen bir ifade takınacağım ve dumanı tüten bir tabak bok yiyeceğim... tuzsuz. | Open Subtitles | وسوف أجني لنا مزيد من المال سأضع ابتسامة على وجهي وآكل طبق لذيذ |
Buradan çıkıp tofu yiyeceğim günü hayal ediyorum. | Open Subtitles | أفكر في اليوم الذي أخرج فيه وآكل فيه التوفو |
Biraz olsun kafam dağılır. Yüzüp, uyuyup, bir şeyler yerim. | Open Subtitles | وسأحاول ان لا افكر بأخي لبعض الوقت سأسبح وآكل وأنام فقط |
Doğa Ana, hayat destek ünitem bir asker olarak mavi suyundan içmeli, kırmızı toprağında yaşamalı ve yeşil derini yemeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أشرب مياهكِ الزرقاء أعيش بداخل طميكِ الأحمر وآكل بشرتكِ الخضراء |
Yemek yiyip, temizlik yapmak ve kendim çocuk olmama rağmen etrafında koşturan çocuklarım olsun istemiştim. | Open Subtitles | وآكل فيه,وانظفه واردت ان يكون لى اولاد يركضون حوله |
Ben de iyi bir insan olup domuz eti yiyerek yorumlayamaz mıyım? | Open Subtitles | ألا يمكن أن يكون لدي تأويل خاص حيث أكون طيباً وآكل لحم الخنزير؟ |
Şimdi de hamileyken duvarları zımparalıyorum, artıkları yiyorum. | Open Subtitles | أنا الآن إذن افرك النوافذ, وآكل فُتات الموائد, |
Sen kedileri seven biri olarak köpek maması yiyorsun ve ben de köpekleri seven biri olarak kedi maması yiyorum. | Open Subtitles | أنتِ محبة للقطط تأكلين طعام الكلاب، وأنا محبّة للكلاب، وآكل طعام القطط. |
Senin istedigin yere gidiyorum. İstediğini yiyorum. | Open Subtitles | أذهب إلى ماتريده وآكل ماتريدني أن آكله |
Şu halime bak. yiyorum, yiyorum zerre kadar zayıflayamıyorum. | Open Subtitles | أنظروا إلي , أنا آكل وآكل ولا أصبح أنحف |
yiyorum,yiyorum,yiyorum ve tek bir kilo bile almıyorum. | Open Subtitles | أنا آكل وآكل وآكل، ولا أكسب رطلاً زيادة |
Sessiz olup dünyadaki en çok pişmiş ıstakozu yiyeceğim. Benim ıstakozum çok pişmiş değil. | Open Subtitles | ساصمت وآكل اكثر طعام مطهو جدا على الارض ان طعامي ليس مطهوا كثيرا |
Bir çatal bıçak alacağım ve o tombul yanaklarını yiyeceğim senin. | Open Subtitles | سوف آخذ السكين والشوكه وآكل هذه الخدود الممتلئه |
Şükran günü büyük bir maça çıkıp, sonra da evime gidip koca bir hindiyi tek başıma yiyeceğim. | Open Subtitles | سألعب مباراة كبيرة في عيد الشُكر، ثم أعود للمنزل وآكل ديك رومي كامل |
Bir daha onu görürsem, kafasını ikiye ayıracağım ve beynini yiyeceğim. | Open Subtitles | وان رأيته مجدداً سأفتح رأسه وآكل مخه |
New York Times çengel çulmacalarını çözer sebze yerim. | Open Subtitles | أستطيع أن أحل الكلمات المتقاطعة في جريدة النيويورك تايمز بالحبر، وآكل الخضروات |
Çalışma masamda çalışırım ve yerimde yemek yerim. | Open Subtitles | أنا أعمل وأنا على كرسي المكتب وآكل وأنا في مكاني |
Bir asker olarak, mavi suyundan içmeli, kırmızı toprağında yaşamalı ve yeşil derini yemeliyim. | Open Subtitles | كجندي يجب أن أشرب مياهكِ الزرقاء وأعيش بداخل طميكِ وآكل بشرتكِ الخضراء |
Onları sopayla dövüp, kemiklerini yemeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أضربهم وآكل عظامهم |
Burada ergenlerin aşkı gibi şeker yiyip, oyuncak ayılarla kimseye görünemem. | Open Subtitles | لا يمكنني ان أمشي وانا أحمل دبدوب وآكل الحلوى على شكل قلوب مثل مُراهقة واقعه في الحب |
"...çünkü ben evde oturup, bonbon yiyerek ayak tırnağımı keseceğim." | Open Subtitles | لأنني أريد أن أجلس في البيت وآكل ... . وأقصص أظافر قدمي |