Bir çocuğun annesi ve babası için duyduğu sevgi, onların duyuları, gözleri, sesleri ve onların duyarlılıklarıyla büyür. | TED | إن حبّ الطفل لأمّه وأبيه ينمو من خلال لمساتهم ونظراتهم وصوتهم ورأفتهم. |
9. bölümde Jacob ve babası bilginin peşine düşecekler. | Open Subtitles | الفصل التاسع, وفيه يعقوب وأبيه يسعيان في مسعى للمعرفة |
Ewan Telford anne ve babasına şirketi bir kart oyununda nasıl kaybettiğini anlatmakla meşguldür. | Open Subtitles | فهو مشغور في محاولة الشرح لأمه وأبيه كيف خسر تجارته في لعبة القمار |
Borderline kişilik bozukluğu onu bazı ilişkilerde kıymetli yapabiliyor ki bunun için anne ve babasına teşekkür etmeliyiz ... | Open Subtitles | اضطراب الشخصية الحدية عنده يجعله يبالغ في تقدير علاقات معينة.. والشكر لأمه وأبيه على ذلك.. |
Vegas'ta Şükran Günü yemeği için anne ve babasıyla olması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض أن يقضي نهاية الأسبوع مع أمه وأبيه ويقضي عيد الشكر هناك، |
Annesi ve babasıyla oldukça mutlu bir hayat sürermiş tabii, büyücünün cadaloz bir de kızkardeşi varmış. | Open Subtitles | وكان يعيش حياة سعيدة جداً مع أمه وأبيه. وأخته الصغيرة حادّة الطباع, لولابيل. |
- Hayır. O ve babası birkaç silah almaya çalışmışlar. - Kendi mallarıyla da vurulmuşlar. | Open Subtitles | هو وأبيه حاولوا شراء بعض الأسلحة انتهى بهم الأمر، مُصابين ببضاعتهم |
Gojong, Joseon Hanedanı'nın başına geçti ve babası Daewongun, ülkeyi dışarıdan soyutlayan güçlü bir politika sergiledi. | Open Subtitles | وأصبح "جو يونج" هو ملك دولة جوسون" الكورية" "وأبيه "دايونجين قام بتطبيق سياسة العزلة |
Annesi ve babası gözlerinden hemen önce vurularak öldürüldü. | Open Subtitles | أمه وأبيه قتل بالرصاص أمام عينيه. |
Pinokyo ve babası bile olsa... Donald Duck ve yeğenleri bile olsa... | Open Subtitles | حتى لو كان (بينيكيو) وأبيه البطة (دونالد) وأبناء أخته |
O ve babası golfu seviyor. | Open Subtitles | حسنا، هو وأبيه يحبان الجولف |
Aethelwulf ve babası intikamımın ve Tanrıların gazabının tadına bakacak. | Open Subtitles | فـ (إيثلوولف) وأبيه سيرون غضب الآلهة وانتقامي |
Bir sabah anne ve babasına kahvaltıda.. | Open Subtitles | في الصباح وقت الإفطار أحضر لأمه وأبيه |
Ve yine, tüm o hayatlar boyunca anne ve babasıyla birlikte olmak isteyen bir çocuktan daha güçlü bir şey olmadığını da öğrenememişsin. | Open Subtitles | وفي كل تلك الأرواح لم تتعلم أبداً أنه لا يوجد شيء أقوى من طفل يريد أن يكون مع أمه وأبيه |
Prens Andrei döndüğünde kız kardeşi ve babasıyla tanışmış olacaksınız. | Open Subtitles | لمّا يعود الأمير (أندري) ستكونين قد تعرّفتي على أخته وأبيه. |
Dün Kramer ve babasıyla görüştüğünü duydum. | Open Subtitles | لقد علمتُ أنك إلتقيت مع (كرايمر) وأبيه البارحة. |