Zor olanı yaptınız ama Keşke daha güzel zamanlar geçirebilseydiniz. | Open Subtitles | فعلتم ذلك بالطريقة الشاقة وأتمنى أن تغادروا في أوقات أفضل |
Ve Keşke sizin gibi daha çok insan olsa, çünkü bu odada aynı durumda olan ve komşularını tanımayan daha çok kişi olduğuna bahse girerim. | TED | وأتمنى أن يكون هناك الكثير من الناس مثلك، لأني أراهن أن كثير من الناس في الغرفة يعيشون في موقف مشابه ولا يعرفون على الأغلب جيرانهم. |
Keşke kitabı şöyle bir elden geçirip ikinci bir versiyon yayınlasa. | TED | وأتمنى أن يقوم بمراجعة كتابه في النقاط التي سأطرحها، في الطبعة الثانية من الكتاب. |
ve umarım her zaman birbirimizin hayatının bir parçası oluruz. | Open Subtitles | وأتمنى أن نبقى إلى الأبد جزءاً من حيوات بعضنا البعض |
Hiç olmamış gibi davranacağım Umarım o da aynını yapar. | Open Subtitles | سوف أتظاهر بأن هذا لم يحدث وأتمنى أن يفعل المثل |
Ondan o kadar nefret ediyorum ki, amansız bir hastalıktan öldüğünü görmek isterdim. | Open Subtitles | أكرهه بشدة، وأتمنى أن أراه ميتاً بمرض رهيب. |
Dün gece saat 11 civarı site kapandı. Ebediyen kapandı diye ummuştum. | Open Subtitles | ، ليلة الأمس ، حوالي الساعة الحادية عشر توقف الموقع ، وأتمنى أن يبقى كذلك للأبد |
Keşke açık havada kalabilseydim. | Open Subtitles | الاستماع، وأتمنى أن تسمح لي البقاء هنا في الهواء النقي. |
Acı çekiyorsun ve Tanrıya diliyorum Keşke nedeni ben olmasam diye. | Open Subtitles | أعلم أنك تعاني .... وأتمنى ... أن عودته لم تكن السبب |
Keşke kendine ne olduğunu görebilseydi. Bu sosyal bir çağrı mı? | Open Subtitles | وأتمنى أن يتمكن من رؤية أين وصل به ذلك هَلْ هذا نداء إجتماعيِ؟ |
Keşke bunlara inanabilseydim. | Open Subtitles | أتمنى هذا وأتمنى أن أصدق بوجود أرنب عيد الفصح |
Komiktir ki eskiden buradaydım ve "Keşke orada olsam." derdim. | Open Subtitles | أتعلم إنه أمر مضحك، لقد كنت أقف هنا وأتمنى أن أكون بالخارج |
Şimdi ise oradayım "Keşke burada olsam." diyorum. | Open Subtitles | الآن أنا بالخارج، وأتمنى أن أكون بالداخل هنا |
ve umarım bana katlanırsınız ve burada söylediğimizin ötelerinde güvenilirlilik olduğuna inanırsınız. | TED | وأتمنى أن تتحملوني مع بعض الإيمان ان هناك مصداقية وراء ما سنقوله هنا. |
Birçoğundan ilham aldım ve umarım bir gün onlar kadar güçlü olabilirim. | TED | لقد ألهمني الكثيرون، وأتمنى أن أكون قويةً مثلهم يوماً ما. |
Ailemle hoş bir akşam yemeği yedim ve umarım bu güçlü araçları bu şekilde kullanmaya devam ederim. | TED | وأقضي وقتًا جميلًا بالعشاء مع عائلتي، وأتمنى أن يستمر هذا الاستخدام المنظم لهذه الأدوات القوية. |
Bilip bilmemem benim hatam değil ve umarım o şey kaçıp gider. | Open Subtitles | ليس ذنبي أنني لا أعلم وأتمنى أن ينتهي هذا الأمر |
Bu kadar ilerlediğin için gurur duyuyorum, ve umarım o da benimle gurur duyar. | Open Subtitles | انا فخور لأنه وصل لهذه المرحله وأتمنى أن يكون فخوراً بي أيضاً |
Saygı duymaya devam etmeni isterdim. | Open Subtitles | وأتمنى أن تحافظ على احترامك لهذه الرغبة. |
Dün gece saat 11 civarı site kapandı. Ebediyen kapandı diye ummuştum. | Open Subtitles | ليلة الأمس ، حوالي الساعة الحادية عشر توقف الموقع ، وأتمنى أن يبقى كذلك للأبد |
umarım siz de kendinizi bir tüketici olarak değil de --ki bu bütün hayatım boyunca her zaman nefret ettiğim bir etiket oldu-- belirli bir biçime sokulmuş kaynakları ileride daha başka bir biçime dönüştürülene kadar kullanan kişiler olarak görürsünüz. | TED | وأتمنى أن تتوفقوا عن النظر إلى أنفسكم كمستهلكين هذه علامة لطالما كرهتها طوال حياتي وأنظر إلى نفسك فقط كمستخدم للموارد بشكل واحد حتى يكون بإمكانها التحول لشكل آخر لإستخدام آخر في وقت لاحق |
Bu yüzden varlığın gizemi hakkında konuşacağım, "varlık" bulmacası, bulmacayı nereye yönlendiriyoruz ve neden önemsemelisiniz ve umuyorum önemsiyorsunuzdur. | TED | لذلك سوف أتحدث عن سر الوجود، لغز الوجود، أين نحن الآن من معالجته، ولماذا يجب عليكم الاهتمام، وأتمنى أن تهتموا. |