Vücudun parçaları yeni zorluklara alışmak için adapte oldular . | Open Subtitles | وأجزاء الجسم تتأقلم لتتعرَّف على التحديالجديد. |
Vücudumuzun bazı parçaları, kendilerini birkaç günde bazıları birkaç ayda, bazıları birkaç yılda yeniler. | Open Subtitles | ففي الواقع، إن أجزاء من جسدنا تـُستبدَل بكل معنى الكلمة يوميا تتحمل أجزاء أخرى بضعة أشهر وأجزاء أخرى سنتين |
Eskiden burada olduğunu gösteren tek kanıtlar bu yumurta kabukları ve kemik parçaları. | Open Subtitles | كِسرات قشور البيض هذه وأجزاء العظام هو كل ما تبقى ليدلّ على وجوده السابق هنا |
Eksik parçalar ve dişlerle sonunda korkunç derecede yıpranmış Bay Patates Kafa'ya benzeyebilirsiniz. | TED | ستبدو في النهاية بالٍ ربما مثل السيد رأس البطاطا وبطقم أسنانٍ وأجزاء ناقصة. |
- Ne? Organlar, bir sürü parça, kollar bacaklar her yerdeler. | Open Subtitles | إنّها قطع لحم وأجزاء في كل مكان |
Kalkanın adamantiyum ve vibranyum parçalarının karışımından yapıldı. | Open Subtitles | هذا الدرع مزيج من الأدمانتيوم وأجزاء من الفابرينيوم. |
Kemik ve akciğer parçaları. | Open Subtitles | قطع من أجزاء عظيمة وأجزاء من الرئة. |
El değil de diğer vücut parçaları diyelim. | Open Subtitles | آه، حسنا، لا يد بقدر ما هو ... اه، وأجزاء الجسم الأخرى. |
Kalbi alınmış ama akciğer ve karaciğer parçaları kalmış. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} لا وجود للقلب، لكن تبقت هناك قطع وأجزاء للرئتين والكبد. |
Kanıt olabilecek çamur örnekleri, aracın parçaları da dahil tüm kalıntıları Jeffersonian'a göndermeliyiz. | Open Subtitles | حسناً، يجب إرسال بقايا هذه الجثة إلى معهد (جيفرسونيون)... فضلاً عن أيّة عينات من رواسب نهريّة وأجزاء من المركبة التي قد تحتوي على أثر دليل |
Şimdilik küçük parçalar var. Cehennemi yok etmekle ilgili bir şey yok. | Open Subtitles | .حتى الآن، أجزاءٌ من هنا وأجزاء من هناك ولا شيء حول إغلاق بوابات الجحيم |
Sayın Yargıç, bildiğiniz gibi, cesetleri mezardan çıkardık ve size göstermek için bazı parçalar getirdik. | Open Subtitles | قمنا باستخراج الجثتين وأجزاء معينة ، قمنا بالمحافظة عليها للمثول بها هنا ، لتنظروا فيها |
Yetenek, yeni bir konuşma dili, özel hayatından parçalar. | Open Subtitles | المهارات واللغات وأجزاء من حياتك الخاصة. |
- Organ. - Ne? Organlar, bir sürü parça, kollar bacaklar her yerdeler. | Open Subtitles | إنّها قطع لحم وأجزاء في كل مكان |
Chung'ın işi, nesli tükenmekte olan hayvanların parçalarının ve av etlerinin ithalatında yoğunlaşıyor. | Open Subtitles | أعمال تشونغ متخصصة في استيراد لعبة اللحوم وأجزاء من الحيوانات المهددة بالانقراض. |
Steril ortamınız hepsi bakteri içeren polen, toz dallar, yapraklar, tavan ve çatı parçalarının akınına uğrayacak. | Open Subtitles | فإنّ بيئتكِ المُعقمة ستمتلئ بحبوب اللقاح، والغبار، والأغصان، وأوراق النبات، وأجزاء من السقف والسطح الذي يحتوي جميعه على بكتيريا. |
MR: Ben aynen binaların ve makina parçalarının sınırsız kaynağı ile arabaları ve uçakları ve binaları elimizde tuttuğumuz gibi, neden insanları, özellikle de akciğer hastalığı olanları, süresiz olarak hayatta tutacak organ nakli için sınırsız bir kaynak yapmayalım ihtimalini zihnimde canlandırıyorum. | TED | (مارتن): مثلما يمكن لنا الحفاظ على ديمومة حركة السيارات والطائرات وإنشاء البنايات بتزويدها بقدر غير محدود من مواد بناء وأجزاء الآلات أتصور أنه بإمكاننا توفير قدر غير محدود من الأعضاء القابلة للزرع لإبقاء الناس على قيد الحياة دون توقف وخصوصُا هؤلاء الذين يعانون من مرض رئوي. |