| Cinsellik seminerlerine bilet aldım, eve kitaplar, kasetler, aksesuarlar getirdim.Ve ne oldu? | Open Subtitles | لقد اشتريت تذاكر لحلقات جنسية وأحضرت كتب.. وأشرطة وملحقات.. فما الذي حدث؟ |
| Bana yaşadığı Kudüs'ten bir Ortadoğu yemeği getirdi; ben de ona koşer çikolata getirdim ve "Tanrı Yahudilerden nefret ediyor" pankartı tuttum. | TED | أحضر لي حلويات شرق أوسطية من القدس حيث يعيش، وأحضرت له شكولاتة كوشير مع لافتةٍ في يدي مكتوب عليها "الرب يكره اليهود." |
| Bir somun ekmek, güzel beyaz ekmek... ve reçel getirdim. | Open Subtitles | وأحضرت رغيفا من الخبز رغيفا ابيضا حقيقيا و مربى |
| Cenaze arabası almaya gelene kadar, tabut oradaymış ve bu sabah buraya getirmiş. | Open Subtitles | كان التابوت لديهم حتى نقلته عربة نقل الموتى وأحضرت إلى هنا صباح اليوم |
| Ne gariptir ki, sen evimizi bunca zamandır o kadar temiz tutarken... bugün buraya pislik getirdin. | Open Subtitles | من الغريب أنك تنظفين هذا البيت كل هذا الوقت وأحضرت اليوم الكثير من القذارة |
| Ve filminden bir aksesuar getirmişsin. | Open Subtitles | وأحضرت دعامه من فلمك |
| Biraz su getirebilir misin acaba? | Open Subtitles | هلا أسديتني معروفًا وأحضرت بعض المياه؟ |
| Bir somun ekmek, güzel beyaz ekmek ve reçel getirdim. | Open Subtitles | وأحضرت رغيفا من الخبز رغيفا ابيضا حقيقيا و مربى |
| Çocuklar için hediyeler getirdim. Kötü bir amacım yok. | Open Subtitles | أردت أن ألقى السلام وأحضرت هدايا للأولاد |
| Sana çay, odanı canlandırmak için çiçek getirdim. | Open Subtitles | أحضرت لك بعض الشاى وأحضرت لك بعض الزهور لتتألق حجرتك هل شاهدتى .. |
| Arabanı eve getirdim ve sana yiyecek aldım. | Open Subtitles | لقد أحضرت عربتك الى المنزل وأحضرت لك بعض الطعام |
| ...da bir şişe getirdim. | Open Subtitles | وأحضرت قنينة من النبيذ الأحمر، لا أعتقد أنهم سيفتقدوها في المحل |
| Sana, yığınla kirli çamaşırımı ve bir de bunu getirdim. Asteroit pazarındaki marketten aldım. | Open Subtitles | لدي طن من الغسيل من أجلكِ، وأحضرت لكِ هذا، إنه من متجر بأحد الكويكبات |
| Sıkılma ihtimalime karşı yanımda SAT notlarımı getirdim. | Open Subtitles | وأحضرت معي بعض الكروت الدراسية في حال شعرت بالملل |
| Ama aradın, geldim ve arkadaşımız Shiraz'ı da getirdim. | Open Subtitles | ولكنكِ اتصلتِ فأتيت وأحضرت صديقنا العزيز شيراز |
| Ve bana bu gümrükten muaf Toblerone'u getirdi. | Open Subtitles | وأحضرت لي لوح شوكلاتة سويسرية معافاة من الرسوم الجمركية |
| - Az evvel genç bir kız bunu sana getirdi. | Open Subtitles | جاءت سيادة شابة وأحضرت لك .(هذا الطرد، يا سيد (هيروكوشي |
| Yanında, bu kopyayı da getirmiş. | Open Subtitles | لتزور صديقها وأحضرت . نسخة من الألبوم معها |
| Otel masrafını karşılayamadığın için kızı buraya mı getirdin? | Open Subtitles | ألم تستطيع دفع مصاريف الفندق وأحضرت الفتاة إلى هنا؟ |
| Yanında süvarini getirmişsin. | Open Subtitles | وأحضرت المجموعة |
| Bana biraz su getirebilir misin? | Open Subtitles | هلا أسديتني معروفًا وأحضرت بعض المياه؟ |