Manastırın hazinedarı ve arşivcisi olarak hizmet ederken aynı zamanda yeğeni ve kız kardeşlerinin geçimlerini, onlardan faydalanmaya çalışan erkeklere karşı korudu. | TED | بينما كانت تخدم كأمينة صندوق الدير والأرشيف، كانت تحمي موارد رزق أبناء أخواتها وأخواتها من الرجال الذين حاولوا استغلالهم. |
Annie Jump Cannon o ve kız kardeşlerinin gerçekte ne yaptığını anlatan bir Noel tebrik kartı yollamıştı. | Open Subtitles | أرسلت "أني كانون" بطاقة معايدة في ليلة رأس السنة توضح فيها ما تفعله هي وأخواتها |
Bir mevzu değil. Kadın hamile kaldığında çocuğa kendisi, Kız Kardeşleri ve erkek kardeşleri tarafından bakılıyor. | TED | إنها ليست قضية. حينما تصبح المرأة حاملا, الطفل يتلقى رعايته بواسطتها, وأخواتها وأخوانها. |
Hannah ve Kız Kardeşleri gibi mi? | Open Subtitles | تقصدين مثل (هانا) وأخواتها. |
O ve tüm kardeşleri dev bir kalede birlikte yaşarlarmış, ve birbirlerini çok ama çok severlermiş. | Open Subtitles | كانت تعيش مع أخوانها وأخواتها في وئام في القلعة الكبيرة. ويحبون بعضهم كثيراً. |
Bir gün o ve tüm kardeşleri, şeytan kraldan kaçmış, onları orada tutsak eden kral kaderlerini de elinde tutmak istiyormuş. | Open Subtitles | هي وإخوانها وأخواتها حاربوا الملك وهرب. بعد سجنهم هناك حاولوا أن يشقوا طريقهم للعالم. |
Sarah ve kardeşlerinin bağışlanmasını istediğini söyleme. | Open Subtitles | لا تقولي لي بأنك تريدين الإبقاء على حياة (سارا) وأخواتها |
1903'te, Caroline ve tüm kardeşleri New Orleans'a taşınmışlar. | Open Subtitles | ..في 1903، (كارولين) وكل إخوتها وأخواتها (انتقلوا للعيش هنا, في (نيو آورليانز |