Stacey Baker: O zamandan sonra, Alec'le beraber birçok dergi projesinde beraber çalıştık ve arkadaş olduk. | TED | ستاسي بيكر: ومنذ ذلك الوقت قمت أنا وأليك بانجاز عدد من المشاريع معا لصالح المجلة وأصبحنا أصدقاء. |
Bahçelere yöneldik, organik gıdayla ilgilenmeye başladık, ya vejetaryen olduk ya da onları tanımaya başladık. | TED | لقد مِلنا للحدائق، وأصبحنا مهتمين بالغذاء العضوي، لقد عرفنا أننا كنا نباتيون. |
Ve bu sayede daha verimli olduk çünkü disketleri değiştirmemiz gerekmiyordu; birbirimizin verilerine ulaşabiliyorduk. | TED | وأصبحنا أكثر إنتاجية لأننا لم يكن علينا تبادل الأقراص المرنة؛ يمكن أن نقوم بتحديث معلوماتنا أحيانا كثيرة. |
Kendi ateşlerine göğüs geren insan topluluklarıyla omuz omuza veren bir avukatlar jenerasyonunun parçası olduk. | TED | وأصبحنا جزءًا من جيل المحامين الذين يعملون مع المجتمعات المحلية لمواجهة قضاياهم الخاصة. |
Sen bana yardım ettin... ve hiçbir zaman olmadığımız kadar yakın olduk. | Open Subtitles | ساعدتني في بعض الأمور، وأصبحنا أقرب من أي وقت مضى |
Tekrar arkadaş olduk. - Birlikte takılmaya başladık. | Open Subtitles | تواصلنا مُجدداً وأصبحنا صديقَين .. وبدأنا نتسكع سويّاً, وفي يوم ما |
Büyücülükten vazgeçmek zorunda kalıp tekrar uyumlu çıraklar olduğumuzda buna karşılık dünyada hiçbir şeyle değişemeyeceğimiz bir şeyi geri kazanmış olduk. | Open Subtitles | وأذا قمنا يوماً بالتخلي عن السحر وأصبحنا فتيان عاديون مرة أخرى سنكون كسبنا منه مهما كان شئ ما |
"Onunla yakın arkadaş olduk." | Open Subtitles | أصبح إختبار الصيّادين مُمتعاً للغاية، وأصبحنا الآن صديقين مُقرّبين. |
Diğer kız kayboldu ve o geldi sonra da kanka olduk | Open Subtitles | وكانت الفتيات الاخريات اختفن نوعا ما لذا فقد انتقلت معي وأصبحنا اصدقاء مقربين من حينها |
Tekrar arkadaş olduk. - Birlikte takılmaya başladık. | Open Subtitles | تواصلنا مُجدداً وأصبحنا صديقَين .. وبدأنا نتسكع سويّاً, وفي يوم ما |
Beraber eğitim görüp beraber görev yaptık. Çok iyi olduk. | Open Subtitles | كنا نتدرب سوياً، نخدم معاً وأصبحنا أصدقاء جيدين. |
Evrimci biyologlara, insanların ne zaman insanlaşmaya başladıklarını sorarsanız içlerinden bazıları şunu söylecektir. Belli bir noktada ayaklarımızın üstünde durmaya başladık, iki ayaklılar sınıfına geçtik ve çevremizin efendileri olduk. | TED | إذا سألت علماء الأحياء التطوريين متى أصبح البشر بشراً؟ فسيجيبك بعضهم كالتالي، حسناً، في مرحلة معيّنة بدأنا بالوقوف على أقدامنا، أصبحنا نملك قدمَين وأصبحنا أسياد بيئتنا. |
20. yüzyıldaki medya ortamı insanların tüketmelerine yardımcı olmakta çok başarılıydı. Sonuç olarak da tüketmekte çok başarılı olduk. | TED | إن المشهد الإعلامي في القرن العشرين كان ماهرًا جدًا في جعل الناس يستهلكون. وأصبحنا كنتيجة لذلك، جيدين جدًا في الاستهلاك. |
Ondan sonra da hep öyle olduk. | Open Subtitles | وأصبحنا والديهِ منذُ ذلك الحين |
Bu yıl matematik sayesinde arkadaş olduk. | Open Subtitles | وأصبحنا أصدقاء بفضل الرياضيات. |
İşte böyle ortak olduk. | Open Subtitles | هكذا التقينا وأصبحنا فريقاً واحداً |
Bugün tanıştık ve arkadaş olduk! | Open Subtitles | إلتقينا في وقت سابق وأصبحنا أصدقاءً. |
Sonra da çok iyi arkadaş olduk. | Open Subtitles | أجل، وأصبحنا أصدقاء جيدين للغاية. |
Mutlu olduk, ama mutluluk kalıcı olmadı. Karşı karşıya bulduk kendimizi. | Open Subtitles | وأصبحنا شخصين بدلًا من واحد. |
Çok iyi dostlar olduk. | Open Subtitles | وأصبحنا بالفعل،أفضل الأصدقاء |