Kitapları toplayıp bana verdi... 26. kata gelince ben indim.... | Open Subtitles | التقطهم، وأعطاني إياهم فتح الباب في الطابق 26 ، وخرجت |
Çok sarhoştu ve evine götürmem için 1 0 dolar verdi. | Open Subtitles | كان ثملا جدا وأعطاني 10 دولارات لمجرد أن أوصلة الى منزلة |
Zekana saygım var... Budoğruydu,benikader St. John'a getirmişti. Vebanabaktı, kendimi kanıtlama şansı verdi. | Open Subtitles | صحيح أن القدر أرسلني إليه واعتنى بي وأعطاني الفرصة لأثبت نفسي وأحقق ذاتي |
ve bana şans diledi. Bana bazı bedava kitaplar verdi ve beni kapıya doğru yönlendirdi. | TED | وتمنى لي التوفيق وأعطاني بعض الكتب المجانية ورافقني إلى خارج الباب. |
Onu bana uzatıp "Hadi gidelim" dedi. | Open Subtitles | وأعطاني إياها وقال، "هيا بنا." |
Bana daha iyi hissetmem için birkaç hap sattı ama daha iyi hissetmiyorum. DAHA KÖTÜ HİSSEDİYORSUN! | Open Subtitles | وأعطاني بعض حبوب منع الحمل لكن مازلت لا اشعر بتحسن |
Bölüştürmüş. Bir poşetin içine 2 bin koyup verdi. Ne yapsaydım? | Open Subtitles | لقد قسم المال وأعطاني ألفين بكيس، وما الذي كان بوسعي فعله؟ |
Güvende hissettim ve bu bana düşündüğümü olduğu gibi söyleme cesareti verdi. | TED | شعرت بالأمان، وأعطاني الثقة لقول حقاً ماظننت. |
Bana 2.000 dolarlık bir çek verdi. ''Bu senin masrafların için. | TED | وأعطاني شيكًا ب 2,000 دولار. وقال "هذا لتغطية النفقات الخاصة بك. |
Ve böylece, bir gün Peter geldi ve kendisinin Peter Pauling olduğunu söyledi, ve bana babasına ait taslakların bir kopyasını verdi. | TED | وإذاً، في يوم ما جاء بيتر وقال بأنه بيتر باولينغ، وأعطاني نسخة من مخطوطات والده. |
Bu bana çok önemli bir mesaj verdi: odaklanırsan başarabilirsin. | TED | وأعطاني بهذا رسالة عظيمة :علي بالتركيز ويمكنني التحقيق. |
Bana bu mesajı verdiyse, oraya gitmiş olamaz. Bana bu mesajı verdi. | Open Subtitles | لو لم يعطني تلك الرساله,هو لم يفعل وأعطاني تلك الرساله |
Tanrı seni bana verdi, güvenliğini sağlamam ve çocuklarıma... veremediğim sevgiyi sana vermem için. | Open Subtitles | أجل,الله أعطاك لي لكي أحتفظ بك في مكان آمن وأعطاني الكثير من الحب الذي لم أستطيع أن أعطيه لطفلي |
O siyah doktor da bir şey söylememem için bana 10 dolar verdi. | Open Subtitles | وأعطاني الطبيب الأسمر10 دولارات حتى لا أبوح بالأمر |
Makineden para çektim, 100'lük verdi. | Open Subtitles | ذهبت للتو الى الصراف الآلي لأسحب مالاً وأعطاني فئة 100 دولار |
Dilinden anlamadım ama bir adam Mercedes'in anahtarını bana verdi ve ben de kadını orada bıraktım. | Open Subtitles | لم أكن أتكلم لغتها ولاكني صافحت يد شاب وأعطاني مفتاح سيارة مرسيدس وتركتها معه |
Annem pasta aldı ve Daniel da bana bu şapkayı verdi. | Open Subtitles | أحضرت أمّي كعكة وأعطاني دانييل هذه القبّعة |
Her neyse, Kaptan buradaki bir lokanta'ya erzak getiriyormuş bana da eve götürmem için birşeyler verdi. | Open Subtitles | بأية حال، كابتن شاحنة البضائع كان يحضر شحنة لمطعم هنا وأعطاني شيئ لأحضره للمنزل |
Onu bana uzatıp "Hadi gidelim" dedi. | Open Subtitles | وأعطاني إياها وقال، "هيا بنا." |
Bana daha iyi hissetmem için birkaç hap sattı ama daha iyi hissetmiyorum. DAHA KÖTÜ HİSSEDİYORSUN! | Open Subtitles | وأعطاني بعض حبوب منع الحمل لكن مازلت لا اشعر بتحسن |
Carlton bana postalanacak bir sürü şey vermişti. | Open Subtitles | وأعطاني كارلتون كومة من الرسائل |