çoğu insan bunun ceremesini çekemez. | Open Subtitles | يكون تذكارا خاصا ، صغيرا من أجلك وأغلب الناس ليس لديهم القدرة على ذلك |
Ayrıca çoğu insan işe girerken maaşlarıyla ilgili pazarlık yapamıyor. | Open Subtitles | وأغلب الناس ليست لديهم وظائف يستطيعون المفاوضة على رواتبها. |
Kendi kendini sürdüren sığınak ağı da dahil, çoğu insan varlığını... | Open Subtitles | بدوأ بأخذ الاحتياطات بما فيها بناء شبكة من الانفاق مرتبطة فيما بينها وفيها كل شيء وأغلب الناس |
çoğu insan bunu kaldıramaz. | Open Subtitles | وأغلب الناس ليس لديهم القدرة على ذلك |
Öyle düşünebilirsin. çoğu insan öyle düşünürdü. | Open Subtitles | قد تعتقد ذلك وأغلب الناس أيضا |
çoğu insan tahammül edemiyor. | Open Subtitles | وأغلب الناس لا يحتملونها |