Ve eğer hatırlamazsan, sana söylememin ne faydası olur? | Open Subtitles | وإذا أنت ستنسي نفسك ماذا ستتذكّر عنيّ؟ وإذا أنت لن تتذكّر، ما الإستعمال في إخبارك؟ |
Ve eğer onların vicdanlarını susturamazsan, ...onları öldürüyorsun. | Open Subtitles | وإذا أنت لا تستطيع إسترض ضميرهم، تقتلهم. |
Ve eğer her iki hayatı da kurtarmak isterseniz, bize Skaara'yı verin, siz Klorel'i alın. | Open Subtitles | وإذا أنت أنقذت كلا الروحين أعطنا سكارا وأنت تأخذ كلوريل |
Ve eğer burada işin yoksa, yönetim bunu hoş karşılamaz. | Open Subtitles | وإذا أنت ما عِنْدَكَ أيّ عمل، أنت لَسْتَ مرحباً في مركزِ التسوّق. |
Yalnızca eğer sen de orada olursan buna nasıl tepki vereceğini bilemiyorum... | Open Subtitles | أنا فقط لا أعرف كيف ستكون رد فعلها، وإذا أنت كنتِ هناك |
Ve eğer ben tehdit için geldiysen, nefesini kendine sakla, çünkü imzaladığın anlaşma hava geçirmez. | Open Subtitles | وإذا أنت هنا لتهدديني يجب ان توفري ذلك لنفسك لأن ماقمتي به موثق ومحفوظ |
Ve eğer sen hareket edemeyecek kadar uyuştuysan, bunu ben yaparım. | Open Subtitles | وإذا أنت تَشْلُّ أيضاً لإتِّخاذ أيّ إجراء، أنا سَ. |
Ve eğer bunu dinliyorsan o zaman toplama vakti geldi demektir. | Open Subtitles | وإذا أنت تسمع إليه الآن إذا حان الوقت للحساب |
Doğru, Ve eğer daha eğlenceli parti ilginizi çekiyorsa tüm bilgiler daha parlak renkli ilanda yazıyor. | Open Subtitles | صحيح, وإذا أنت مهتماً بالحفلة التي فيها طرق أكثر متعة كل المعلومات يمكنك أن تجدها هنا على نشرتنا الأكثر سطوعاً وألواناً |
Ve eğer birini parçalamak istiyorsan burası en uygun yer ve temizlemesi de çok kolay. | Open Subtitles | وإذا أنت ذاهِب إلى قطّعْ شخص ما، هذا أفضل ضِعْ ليَعمَلُ هو، ثمّ الأسهل للتَطهير. |
Açıklığa kavuşturmama izin ver, bir binada çalışıyorsun... Ve eğer oradaysan benim rolümü önemsiyorsun... | Open Subtitles | دعني أكون واضحاً ، أنت تعمل ضمن تركيب وإذا أنت هنا من أجل إهتمامك بمساهمتي |
Ve eğer sen kont olursan, bu haydutları adalete teslim edeceksin. | Open Subtitles | , وإذا أنت جعلت أيرل ستسلم هؤلاء المجرمين إلى العدالة |
Ve eğer benim gibi şanslıysanız, her gece bunun için eve koşarak gidersiniz. | Open Subtitles | وإذا أنت محظوظا مثلي، يمكنك العودة إلى ديارهم لهذا كل ليلة. |
Ve eğer sen öldürmezsen... biz öldürürüz. | Open Subtitles | وإذا أنت لم تَقْتلَه نحن سَنفعل |
Mulder, sis kalktı Ve eğer gitmeye hazırsan uçak bekliyor. | Open Subtitles | مولدر، الضباب رفع وإذا أنت مستعدّ... إنّالطائرةتنتظر. |
Başkan kararlarını, yanlış bilgiler ışığında alıyor... Ve eğer bana izin vermezseniz... sizin, benim ve 25 milyon kişinin ailesi... yarım saat içinde ölecek! | Open Subtitles | الرئيس يتخذ قراراته بناءا على معلومات خاطئة جدا وإذا أنت تركتني في الخارج عائلتك وعائلتي و25 مليون عائلة أخرى سيموتون خلال 30 دقيقة |
Ve eğer sen ve ben şimdi güçsüzsek eğer biz konuştuklarımızı dinliyorsak onun bize kendimizi kurtarmak için güç verebileceğine inanmak istiyorum. | Open Subtitles | وإذا أنت وأنا ضعيف الآن... أريد أن أعتقد ذلك إذا نستمع إلى الذي نتكلّم... هو يمكن أن يعطينا القوّة لإنقاذ أنفسنا. |
Ve eğer birbirinizide seviyorsanız, Red'in sizi acınacak hale getirmesini istemiyorsanız... | Open Subtitles | وإذا أنت إثنان تَحْبّانِ بعظهم الآخر، لكن أحمرَ يَجْعلُك بائس... |
eğer sen haklıysan, oraya geri dönmeliyim. | Open Subtitles | , وإذا أنت الحاكم الحقيقي يجب ان تعود إلى هناك |