Ve eğer bu dost bir araştırmacı gazeteciyse kim bilir, bazı şeyler aşırı süpheli gözükebilir. | Open Subtitles | وإذا كان ذلك الصديق صحفي يعد تقاريرً ويعرف أشياءً حول البحث بمواضيع مشككة للجرع الزائدة المميتة |
Oğluma yalan söyledim, çünkü artık oğlumu korumak için yeterince yaşlıyım, Ve eğer bu benim ahmak biri olduğum anlamına geliyorsa, demek ki bu böyle kalmalı. | Open Subtitles | كذبت على إبني، لأننى الآن كبيره فى السن بما فيه الكفاية لأريد حمايته وإذا كان ذلك يعني أن أكون قاسيه عنيده إذن هذا هو الطريق الذى أنويه |
Sen özelsin, Ve eğer bu arkadaş olmak demekse... | Open Subtitles | إنكِ مميزة، وإذا كان ذلك يعني أن نكون مجرد أصدقاء... |
Ve eğer bu bir şey iyi ya da kötüse. | Open Subtitles | وإذا كان ذلك الشيء جيداً أم سيئاً |
Eğer öyle ise ve içeri girersen bütün bunlara ne olacak? | Open Subtitles | وإذا كان ذلك وانت عبرت منه ماذا سيحدث الى كل هذا |
Eğer öyle ise ve içeri girersen bütün bunlara ne olacak? | Open Subtitles | يجب ان يكون هكذا وإذا كان ذلك وانت عبرت منه |
Ve eğer bu ona tünel göstermek demekse ... | Open Subtitles | وإذا كان ذلك يعني أن يعرف النفق |
Ve eğer bu mümkün değilse... | Open Subtitles | وإذا كان ذلك غير ممكن إذًا |