Dinle, eğer bu kötü bir zamanlamaysa, bilirsin, ben hemen... | Open Subtitles | الاستماع، وإذا كان هذا هو وقت سيء، تعلمون، يمكنني فقط... |
Ve eğer bu benim özgürlük içindeki son şafağımsa, benim yanımda olduğun için mutluyum, | Open Subtitles | وإذا كان هذا هو أخر يومي حراً أنا سعيد لأنك هنا بجانبي |
Ve eğer bu çıkış yolu ise, o halde benimle beraber geliyorsun. | Open Subtitles | وإذا كان هذا هو الطريق للخارج إذاً ستأتي معي |
Ve eğer öyleyse, bunu nasıI yaptığını bulmalıyız. | Open Subtitles | وإذا كان هذا هو الحال، لقد تجد فلدي معرفة كيف. |
Ve eğer öyleyse o zaman bu yasa dışı bir kayıt ve bu kabul edilemez. | Open Subtitles | وإذا كان هذا هو الحال، إذن ذلك تنصت غير قانوني وذلك مرفوض. |
Evet ve eğer bu Robby ve benim yıllar önce beraber olmamızla ilgiliyse, güven bana hiçbir önemi yok. | Open Subtitles | نعم، وإذا كان هذا هو عني وروبي يرجع تاريخها منذ سنوات، ثق بي، - لا يهم. |
Ve eğer bu olursa, Suzie Q, | Open Subtitles | وإذا كان هذا هو أنت، سوزي Q، |