"وإذا لم يكن" - Traduction Arabe en Turc

• eğer
• olmasa
• olmasaydı

eğer öldürdüğün adamın hayaleti kafanı karıştırmıyorsa, kafanda bir sorun var demektir.
وإذا لم يكن شبح رجل ميت كافياً لإخافتك فهناك مشكلة في دماغك

eğer tırtıl çabuk davranmazsa ya boğulur ya da çenesi birbirine yapışır.
وإذا لم يكن اليسروع سريعا سيغرق مباشرة أو ليجد فكّيه ملتصقان ببعضهما

Ve eğer kanıt yoksa, o zaman ben suçlu değilim.
وإذا لم يكن هناك دليلا ً فأنت لست مذنبا ً

Ve umuyorum ki bir gün onları paylaşacaksın bana saygından olmasa bile babana olan sevginden dolayı.
وأأمل أنه في أحد الأيام تشاركيني بها وإذا لم يكن من أجلي فعليه تقديرا لأباكي

eğer iyi olmasaydı, şu anda bir dolu ceset ve önlerinde yenmemiş spagetti tabakları olurdu.
وإذا لم يكن بخير ، فسيمتليء صندوق القمامة برؤوس الإيطاليين ومازالت السباجيتي على شوكاتهم

eğer cerrah dikkatli değilse, doğrudan beyne zarar verebilir.
وإذا لم يكن الجراح حذر , يمكنه أن يندفع مباشرة داخل الدماغ

eğer değilse gitmeye hazırım demektir.
وإذا لم يكن كذلك، فأنا على استعداد للذهاب.

eğer alanda insanlar yok ise, görünmez yapmak için bu alanı daraltırız.
وإذا لم يكن بمنطقة ما بشر، قمنا بتقليصها لتبدو غير مرئية.

eğer ışık yeşile dönerse kapıyı aç; eğer dönmezse 2'yi dene.
إذا تحول لأخضر، افتح الباب، وإذا لم يكن فجرب 2

eğer tanımlayamazsa çıkardığınız sese çok yakın bir şekil ortaya çıkarıyor.
وإذا لم يكن حينذاك هو ينتج الشكل الذي هو غاية الجمالي فون المقرونة بإحكام إلى الأصوات التي أجريتها.

Ve eğer yapacakları bir şey yoksa, taşlar en sonunda sıkılıyorlar ve dağılıyorlar.
وإذا لم يكن لديهم شئ ليفعلوه، فان قطع الشطرنج ستصاب بالملل في نهاية المطاف وتقفز بعيداً.

eğer bunlar bir adamı yaşatmaya yetmiyorsa... o zaman inanın, artık yasamak istemiyorum.
وإذا لم يكن كل هذا كافياً للإبقاء على حياة إنسانٍ فإنى, وبكل أمانةٍ أتوق إلى أن أُغادر الحياة

eğer bu çocuk benim sende gördüğüm güzellikleri göremiyorsa demek ki onda bir sorun var.
وإذا لم يكن هذا الشاب قادراً على رؤية جمالك وروعتك مثل ما أرى فيكِ. فهي مشكلته هو.

eğer yapmayacaksan, beni bekleyen insanlar var.
وإذا لم يكن ، دعني اذهب هناك ناس ينتظروني؟

eğer miden kaldıramayacaksa, bunu bilmemin tam zamanı.
وإذا لم يكن لديك القدرة على التحمّل الآن في هذا الوقت أعلمني.

Ya da para olmasa bile onun geri istediği bir şey?
وإذا لم يكن بشأن المال بشأن غرض أراد استعادته؟

eğer sorun yoksa da olmasa lazım.
وإذا لم يكن لديك، يجب أن تملك بعض الأسئلة.

olmasa bile, sorun değil.
وإذا لم يكن كذلك، ناهيك، اليشم.

Ve sandık olmasaydı başında nöbet tutmamız gerekmezdi.
وإذا لم يكن هناك صندوق فلن يوجد شيء لنحرسه

Komutanınız olmasaydı, Bear ve Viktor hala yaşıyor olacaktı.
وإذا لم يكن لقائدكم، الدب وفيكتور قد يكون لا يزال على قيد الحياة.

Dodger'ın yaşlanma mesanesi için olmasaydı, bence Maureen derin bir uykuda olurdu.
وإذا لم يكن لالمثانة الشيخوخة المراوغ، وأتصور مورين كان نائما بسرعة.