"وإلّا" - Traduction Arabe en Turc

• yoksa
• ya da
• Aksi takdirde
• Aksi halde
• olur
• olmasa
• olursun

Yakın bir zamanda pasta görmek istiyorum, yoksa biber gazımı çıkartacağım. Şaka yapmıyorum.
أودّ أن أرى كعكة عيد الميلاد سريعاً، وإلّا سأخرج رذاذ الفلفل، لستُ أمزح.

O parayı almak için bir yol bulmak zorundasın yoksa anlaşma olmaz.
حسنٌ، تحتاج لإيجاد طريق للوصول إلى ذلك المال، وإلّا فليس لدينا اتّفاق.

Başka belaya bulaşma yoksa kendini tekrar kutunun içinde bulursun.
تجنّب إحداث أيّ متاعب أخرى وإلّا ستجد نفسكَ في تابوت

Değil mi? yoksa o tacı bu kadar yıl giyemezdin.
وإلّا ما كنتِ لتضعي ذلك التاجّ طيلة تلك السنوات الماضية

Bunun huzur olmadığı aşikâr. yoksa burada seninle baş başa kalmazdım.
حسنٌ، جليًّا أن هذا ليس السلام، وإلّا ما علقت هنا معك.

Orada olsanız iyi olur baba, yoksa yemin ederim çok pişman olursun.
‏ ومن الأفضل أن تكون هناك، وإلّا أقسم يا أبي، ستندم كثيراً.

Ben Betty. 30 dakika içinde buraya gelmek zorundasın yoksa Little, Brown'ın adamı gazetecilere neden hapiste olduğunu söyleyecek.
أنا بيتي، ولديك 30 دقيقة لتأتي إلى هُنا، وإلّا سيخبر رجـــل ليـتل براون هؤلاء الصحفيين لماذا أنت في السجن.

Dövüşçünüz o kadar kiloya düşmek zorunda, yoksa diskalifiye edilir.
إمّا أن يحسّن فتاك من وزنه. وإلّا سيتم إستبعاده لفترة.

hayvanları nasıl kontrol ettiğini söyle yoksa uçağı ve içindeki herkesi düşürürüm.
أخبرني كيف تسيطر على الحيوانات وإلّا سأدمّر الطائرة وكل من على متنها

Ah, vay be. Tamam, devam edelim. yoksa bütün zamanımızı alacak.
حسناً لنتابع، وإلّا سنحتاج وقتاً طويلًا.

yoksa kendinizi, kadınlarınızı ve çocuklarınızı dikenli teller ve çitler arasında bulacaksınız.
وإلّا ستجدون أنفسكم وزوجاتكم وأولادكم محصورين بين الأسلاك الشائكة وأعمدة السياج

yoksa soyunma odasında konuşacak hiçbir şeyin kalmaz.
وإلّا لن تجد ما تتحدث عنه مع الفريق فى غرفة خلع الملابس

Yüzünü yıka, yoksa yastığın boydan boya gülücükle kaplanır.
واغسِل وجهكَ, وإلّا غطّت الابتسامات وسادتك.

Artık kendini topla, genç bayan, yoksa kilseye geç kalacağız.
تمالكى نفسِك الآن يا فتاة, وإلّا سنتأخر على الكنيسة.

Bu kadarı yeter, onları derhal arazimden çıkarın, yoksa onları çiğneyeceğim.
حسناً. أخرجوهم من أرضي في الحال, وإلّا سأقوم أنا بذلك

Bu hafta birilerini organize etsem iyi olur yoksa ailem yemek yiyemeyecek.
أفضل أن أحشد بعض الأشخاص هذا الأسبوع، وإلّا عائلتي ستموت جوعًا.

Hadi Antonio kafanı çok yorma; yoksa delireceksin.
هيّا أنطونيو لا تفكّر بشيء بعد الآن وإلّا ستجن

Ama bir kere aşırı yükledi mi fazla enerjiyi serbest bırakman gerekiyor, yoksa reaktör patlar.
ولكن بمجرد ان تبدأ زيادة الجهد يجب عليك أن تفرّغ الطاقة وإلّا انفجر المفاعل

ya da yarın bu zamanlar tekrardan İspanyol düşmanın olacağım.
وإلّا في نفس هذا الوقت غداً، سأكون عدوّك الأسباني مجدداً

Aksi takdirde Dünya'nın kendi bakterileri ile okyanus gezgenlerini kazara kirletebiliriz ki bu da uzaylı yaşamını yok edebilir.
وإلّا سوف نلوّث عالم المحيطات بغير عمد وذلك عن طريق البكتيريا الأرضيّة، والتي قد تسبب دمار حياة الكائنات الفضائيّة.

Daha önce söyledim, hemen bu bölgeyi terk etmeniz gerekiyor Aksi halde...
كما سبق وأخبرتك، غادر في الحال وإلّا احتجزت قاربك.

Önemli olduğunu düşündüm. Öyle olmasa saklamazdın.
اعتقدتُ أنّها مهمّة وإلّا ما كنتِ احتفظتِ بها.