Bizi satmış olman durumunda. ve eğer yaptıysan... | Open Subtitles | في حال نصبتَ لنا كميناً وإن كنتَ فعلتَ ذلك |
Onlara söyleyeceğim şey hastanın tedavisinde elinden gelen her şeyi yaptın ve eğer herhangi bir şekilde tehlikede olduğunu hissetsen onu tekrar uçmaktan alıkoymak için her şeyi yapardın. | Open Subtitles | الذي أريد فوله لهم هو أنك فعلت أقصى ما باستطاعتك لمساعدة هذا المريض في العلاج وإن كنتَ قد أحسستَ أنه كان في خطر |
ve eğer çok iyiysen, daha fazla zamanımız olduğunda, bütün hareketleri öğretirim. | Open Subtitles | وإن كنتَ جيداً، عندما يكون لدينا وقتٌ طويل، سأعلمُك بالخطوات |
Nasıl para kazanıyor?" gibi şeyler içeren telefon görüşmeleri yapmamış ve eğer emekli olmuştur derseniz, ben de yüzme havusu nerede derim. | Open Subtitles | من من يشتري؟ كيف يكسب ماله؟ وإن كنتَ ستقول ليَّ أنه "متقاعد" سأقول لك أين حوض السباحة؟ |
ve eğer o emri vermeyeceğine iddiaya giriyorsan ya da Tector'un kaçıracağına.. | Open Subtitles | وإن كنتَ تراهن على إنها لن تعطي الأمر أو إن "تيكتور" قد يخطيء الإصابة |
ve eğer senin de aklın varsa o yolun nerede olduğunu söylersin. | Open Subtitles | وإن كنتَ أنت ذكيًا، فستخبرني بمكانه، حالاً! |
ve eğer bu iki kadına garezi olan daha çok insan arıyorsan, onlara Joey'den daha fazla sinir olan yüzlerce insan var. | Open Subtitles | وإن كنتَ تبحث عن آخرين لديهم ضغينة ضد هاتين المرأتين، فهناك لكثير مِنهم الجديرون بالتوبيخ أكثر مِن (جوي) |