sakın bana hastanedeki diğer kadınları desteklemediğimi söyleme. | Open Subtitles | أجل، وإياك أن تقول أنني لا أساند أخوية النساء في هذا المشفى |
Ayrıca bir daha oğlumun önünde sakın heceleme çünkü senden "d, a, h, a, z, e, k, i." | Open Subtitles | وإياك التهجئة أمام ابني ثانية، إنه أ-د-ه-ى منك |
sakın ona kim olduğunu da söyleme. | Open Subtitles | وتهمّ بالرحيل وإياك أن تطلعه على هويتك |
Burada dikilirken beraber geçirdiğimiz güzel zamanları hatırlıyorum sen ve ben. | Open Subtitles | تعرف, أقف هنا مفكراً في كل الأوقات الجميلة التي قضيناها، أنا وإياك. |
Çünkü sen ve ben, bu yolculukta sıkı dost olacağız. Şunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لأني أنا وإياك سنكون مُؤثرين بهذه الرحلة، أراهن على ذلك. |
Göbeğini çekip sürünerek ping pong masasının altından geçmelisin ama sakın masayı dürtme. | Open Subtitles | عليك أن تزحف على بطنك تحت " طاولة الـ " بينغ بونغ وإياك أن تلكزها |
Ve sakın o köpeğe benimle ilgili yalanlar söyleme. | Open Subtitles | وإياك أن تكذب على تلك الكلبة بشأني |
Boyd sakın kıpırdama, konuşma, derin nefes bile alma! | Open Subtitles | لا تتحرك ولا تتلكم وإياك أن تتنفس بعمق |
Ve sakın arkana dönme." | Open Subtitles | وإياك أن تنظر للخلف |
Bunu sakın çıkarma tamam mı? | Open Subtitles | وإياك أنت تخلع هذه |
sakın onu bulmaya çalışma. | Open Subtitles | وإياك أن تفكر بالبحث عنها |
Eğer köpekleri sevmeyen biriyle tanışırsan hemen yetkililere haber ver ve sakın ola onunla evlenme! | Open Subtitles | إذا قابلت شخصاً لا يحب الكلاب... أنذر السلطات فوراً وإياك أن تتزوج منه! |
sakın onu bulmaya çalışma. | Open Subtitles | وإياك أن تفكر بالبحث عنها |
Evet, sakın unutma bunu. | Open Subtitles | نعم , وإياك ان تنسى ذلك |
sakın "Hiçbir şey" demeyin veya burada durup tavandaki karoları saymamı istemeyin hem de Ward kayıpken. | Open Subtitles | وإياك أن تقول لي "لا شيء" أو تخبرني أن أستلقي هنا وأحصي عدد بلاطات السقف و(وارد) مفقود |
Öyle dediğimi sakın ona söyleme. | Open Subtitles | وإياك ان تجرؤي اخباره بماقلته |
Söz konusu sen ve ben olunca kesin bir zafer olması mümkün değil. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بي وإياك محال أن يكون هنالك نصر حاسم |
Irklar Savaşı'ndan sonra büyünün yok olduğuna inandım sen ve Büyücüler Lordu'yla birlikte. | Open Subtitles | في أعقاب حرب الأجناس، حسبتُ السحر انطمر باندثار اللورد المُشعوذ وإياك. |
Evet, ama sanırım sen ve ben, şu hindi ve tepeleme fındık ile, yeterince şımaracağız. | Open Subtitles | أجل, لكني أنا وإياك يكفينا مالدينا من هذا الديك الرومي... وهذا الجبل من البندق. |
İstersen sen ve ben arka tarafta özel bir seans yapabiliriz. | Open Subtitles | لعلمك... أنا وإياك بوسعنا أن نخوض جلسة تصوير خاصّة بالخلف. |
Bizim ailemiz öldü Stefan. sen ve ben de dahil. | Open Subtitles | أسرتنا ماتت يا (سيتفان) بما يشملني وإياك. |