Nierle kuyrukluyıldızı parçalarının kasabanın üzerinde bir meteor yağmuru yarattığına inanılıyor. | Open Subtitles | اعتـُقد ان الجزء من اقرب مذنب كون وابل نيزكى على المنطقه |
Smallville'e dünyanın en büyük meteor yağmuru düştü sen küçükken. | Open Subtitles | ضرب سمولفيل أضخم وابل من النيازك في العالم في صغرنا |
Tam bir Yaylım ateşi üreticisi. Yılda 40 milyondan fazla atış yapar. | Open Subtitles | يرقد هناك وابل ضخم اكتر من اربعين مليون ضربه فى السنه . |
Yaylım ateşimi farketmelisin. | Open Subtitles | يجب ان تستمع الى وابل الأسئله الغبيه التي حصلت عليها |
Artık değil. Hayr'da dikkatli ol. Çok fazla cinayet oluyor. | Open Subtitles | لم يعد كذلك كونى حذرة فى وابل هناك الكثير من القتل |
Buradan çıkalım, merdivenlerden aşağı inelim ve onları kurşun yağmuruna tutalım. | Open Subtitles | لنخرج ونهرب عبر السلالم ونخرج ونتلقّى وابل من الرصاص |
Bir araba alabilirim ama ateş altında buradan arabayla çıkmamayı tercih ederim. | Open Subtitles | استطيع الحصول على ركوبة لكن لا أفضل القيادة تحت وابل من النيران |
- Shishi Rendan'ı kopyaladın demek? | Open Subtitles | تقليدٌ لتقنية وابل الأسود خاصتي ماذا قلت؟ |
Sen düşene kadar kurşun yağmuru gibi kapıya gelirler, hep daha gençtirler. | Open Subtitles | ولا يتوانين عن القدوم، أصغر وأصغر مثل وابل من الطلقات، حتى تسقطين |
Ama gürültü yağmuru içinde anlattığım şey şu, aslında çok gizli ve özel bir hayat yaşıyorum. | TED | ولكن في وابل الفيض من المعلومات التي أنشرها للخارج أنا أعيش في الواقع حياة عادية وخاصة. |
Kehanete göre Naman bir alev yağmuru sırasında gökten düşmüş. | Open Subtitles | النبوءة تقول أن نامان سيهبط من السماء مع وابل من النيران |
Meteor yağmuru vardı ve her şey mahvoldu. | Open Subtitles | لقد كان هناك وابل من النيازك و كل شىء اصبح محطماً |
...FBI'ın gözünün önünde bir polisi infaz ettin ve yoluna devam ettin,.. ...ve kurşun yağmuru yaratmak istediğini biliyorum. | Open Subtitles | .وأعرف أن خطتك هى أنك تنزل أسفل وابل من الرصاص |
Beni korumak için sedyemi çevreleyen... lejyonerler olmasaydı, taş yağmuru altında ölmüş olurdum. | Open Subtitles | ولكن لهذه الكتائب الشجعان الذين أحاطوا بي القمامة، حماية لي، وأرجو أن يكون توفي تحت وابل من الحجارة. |
Endüstri sektörünü Yaylım ateşine tuttu, birçok fabrikayı yok ederek ve birçok insan öldürerek. | Open Subtitles | إنه أيضاً أطلق وابل من النيران على القسم الصناعى دمر العديد من المصانع وقتل العديد من المدنين الأبرياء |
Minibüsün içinde iki çocuk vardı, Yaylım ateşi sırasında yaralanmışlardı. | Open Subtitles | داخل الشاحنة كان هُناك طفلان، واللذان جُرِحا أثناء وابل إطلاق النار. |
- İngiliz Brown Bess tüfeklerinin kan ağlatan Yaylım ateşi altındayken ordunuzun çaresizce debelendiğini hayal edebiliyor musunuz Efendim? | Open Subtitles | هل تتخيل يا مولاي؟ جيشك يتمرغ بلا حول ولا قوة تحت وابل فتاك من بنادق البريطانيين؟ |
Ayrıca bana diğer kabilelerle Hayr'daki kabileler hakkında bilgi verdin. | Open Subtitles | لكن صوتك منحنى بصيرة فى داخل القبائل وبصيرة فى احداث وابل |
Bir planım var şimdi. Hayr'a gitmek istiyorum. | Open Subtitles | الان لدى خطة اريد الذهاب الى وابل |
Taş yağmuruna rağmen, adam yanıma kadar yaklaşıp bana iki peso verdi ki bu benim gibi genç bir "köylü" için, çok büyük bir paraydı. | Open Subtitles | على الرغم من وابل الحجر اقترب مني واعطاني قطعتين نقدية وقتها كانت تعتبر ثروة بالنسبة لـ راعي بقر صغير مثلي |
Bu arada bunlar ağır ateş altındayken iki piyadeyi kurtaran adamlardı. | Open Subtitles | مع العلم , انهم انقذوا جنديين في خلال وابل لاطلاق النيران |
Uzumaki Naruto Rendan'ımı gördün mü! | Open Subtitles | أرأيتما ذلك؟ إنّه وابل أوزوماكي ناروتو الخاص بي! |