Karısı ve kızı yoktu ama hala yapması gereken bişey vardı. | Open Subtitles | غادرت زوجته وابنته. لكن هناك شيئاً واحداً متبقياً عليه أن يفعله. |
-Bu sabah yapıldı. Karısı ve kızı cesedi teşhis etti. | Open Subtitles | لقد بدأوا هذا الصباح,زوجته وابنته قد عاينا الجثة |
Platt'ın dul eşi ve kızı yönetim kuruluna geri döndü. | Open Subtitles | أن أرملة بلات وابنته تعود على متن الصاروخ. |
Bir baba ve kızını bir bisikletten ayıran gizemli bir duvar. | TED | أب وابنته يفصلهما عن الدراجة جدار غريب.. |
Tamam, Bakan Heller ve kızını depoda bulma ihtimalimiz ne? | Open Subtitles | حسناً ما هي احتمالات العثور على الوزير وابنته في هذا المجمع؟ |
Sutphin in kocası ve kızının peşindeyiz... ama "Seri katil anne"görünürde yok. | Open Subtitles | نحن نتعقب زوجة السفاحة وابنته ولكن الام السفاحة ليس لها اثر لقد هربت , اعثروا عليها بحق الجحيم |
Bay Casby ve kızına söyleyin sıkıntıya girmesinler. | Open Subtitles | أخبر السيد "كاسبي" وابنته أن لا يتعبوا أنفسهم بهذه الإلتزامات. |
Canavar Joe ve kızı Raquel zor durumda olduğumuzu biliyor. | Open Subtitles | مونيستر جو وابنته راكيل متعاطفين معنا في مشكلتنا |
- Karısı ve kızı da arabadaymış. | Open Subtitles | سمعت أنه تسبب في وفاة زوجته وابنته بهذا الحادث |
Hepinizin bildiği üzere, Savunma Bakanı ve kızı terörist bir örgüt tarafından kaçırılmış bulunuyorlar. | Open Subtitles | كما تعلمون، وزير الدفاع وابنته تم اختطافهم من قبل خلية إرهابية |
Hayır. Karısı ve kızı birkaç yıl önce araba kazasında öldü. | Open Subtitles | زوجته وابنته توفِّيا في حادث سيارة قبل بضعة سنين. |
Korkuyordu, eğer bu dünyadan benden önce giderse, onun eski karısı ve kızı benden kurtulmaya çalışabilirlerdi. | Open Subtitles | وهو خائف من أن يذهب من هذا العالم قبلي ومن ثم زوجته السابقة وابنته يؤذونني |
Oğlu ve kızı özel okula gidiyor ve uygun sporların keyfini çıkarıyor. | Open Subtitles | ابنه وابنته يرتادون مدارس عامة ويستمتعون بالرياضات الصحية |
Bir tanrıyım. Bu tanrı ve kızı beni avlamak istiyor. | Open Subtitles | كما إني إله، وذلك الإله الآخر وابنته يطارداني |
Karısını ve kızını zamanında uyarmak istiyor. | Open Subtitles | إنه يريد تحذير زوجته وابنته في الوقت المناسب |
Karısını ve kızını arıyordu. Dosya sizin miydi? | Open Subtitles | لقد كان يبحث عن زوجته وابنته هل كانت تلك قضيتك؟ |
Ama Mars'a ve diğer Tanrılara eşini ve kızını bu dünyadan ayıranlardan hızlı ve korkunç bir intikam almaları için dua edeceğim. | Open Subtitles | ولكنني لن اصل إلى المريخ ، وجميع آلهة ستنتقم وسيكون سريعا ورهيب أن يأتي إلى أولئك الذين مزقو زوجته وابنته من هذا العالم |
O şeyin ve kızının kayıp olduğunu öğrenmeden onu silah haline getirmenin yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا تسليحه قبلما يعلم أنه وابنته مفقودان |
Götün teki. Karısına ve kızına kötü davranıyor. | Open Subtitles | هو مجرد أحمق يسيء معاملة زوجته وابنته |
Sevgiden başka en önemli şey baba ve kız arasındaki güvendir. | Open Subtitles | انه الحب ليس إلا أهم شيء بين الأب وابنته هي الثقة |
Yani hoşlarına gitmese de kızı ve babasını mı alacağız? | Open Subtitles | سنأخذ الأب وابنته سواء أأعجبهما ذلك أم لا |
Karısı ve kızıyla bu şekilde kovulmuşlar yani. | Open Subtitles | لقد طردوه ببساطة مع زوجته وابنته |
Bu adam için, Pawnee'de hayat kızıyla birlikte o kitabı okumak. | Open Subtitles | "من الماضي إلى المستقبل؟ مع هذا الشخص الحياة في (باوني) هي أنه وابنته يقرأون الرواية |