İtaat etmeyi görev bilen ve tek amacı kocasını memnun edip ona oğullar vermek olan birisini istemiyorum. | Open Subtitles | وتسمي الخضوع واجباً وتعيش فقط لتسعد الرجل وتمرر ممتلكاته لأولاده |
Çünkü onlar onurlu bir görev olarak, kendilerini ve zayifliklarini korumak pesindeler. | Open Subtitles | لأنهم يعتبرون الدفاع عن النفس.. وحماية الاشخاص الغير قادرين على الدفاع عن أنفسهم واجباً من الدرجه الأولى. |
- Bize ev ödevi verdiğine inanamıyorum. Büyük ihtimal onun ödevi. | Open Subtitles | لا أصدق أنّه أعطانا واجباً منزليّاً تعرفين ، ربّما هذه طبيعته |
Ev ödevi mi Tannen? Hayır, ev ödevi değil, çünkü evde değilim. | Open Subtitles | لا , إنه ليس واجباً منزلياً لأننى لست فى المنزل. |
Ama kalbinin derinliklerinde meydana gelmek üzere olan başka bir görevin beni kibarca bırakabileceğini düşündüğünü söyleyemiyorsun. | Open Subtitles | لكن لا يسعك أن تقول لي هذا من وراء قلبك ألا تفكر أنّ واجباً ما قد يكون أن تتخلى عني بلطفٍ قدر الإمكان |
Başkan hakkında ne düşünürsen düşün, hâlâ vatanına karşı bir görevin var. | Open Subtitles | ،أياً كان رأيك في الرئيس مازال لديك واجباً لبلادك |
Şimdi size ödev olarak verdiğim metinleri okuyun bakalım. | Open Subtitles | والآن فلنستمع لإلقائكم لما أعطيتكم إياه واجباً منزلياً |
Evet ve burada olduğunuz sürece sizi yok etmeye çalışmayı kendime görev edineceğim, Dr. Wells. | Open Subtitles | أجل، وطالما أنت هنا، سأعتبر الإستمرار بمحاولة تدميرك واجباً يا د. |
Dışarılarda bir yerde, senin için görev olmayacak birisi var. | Open Subtitles | لديك شخص ما بالخارج لا يعتبر واجباً |
Sorun değil. Emir ve görev. | Open Subtitles | أرحب بالتقييم سواء كان واجباً أو أمراً |
Sana önemli bir görev vereceğim. | Open Subtitles | لأن لدي واجباً مهماً لكِ |
Babam bana bir görev verdi. | Open Subtitles | أبى قد أعطاني واجباً. |
En önemli şey ev ödevi değil mi? | Open Subtitles | كلّ شئ أضحى واجباً منزلياً الآن ، أليس كذلك؟ |
Küçük bir çocukken okulda öğretmenimin bu vatandaşlık ödevi verdiğini hatırlarım. Bir kağıt alırsınız, meclis üyelerinden birine yazarsınız. | TED | أتذكر عندما كنت صبيا في المدرسة، أن معلمي خصص لنا واجباً حول التربية المدنية الكلاسيكية، حيث تستلم ورقة وتكتب فيها عضوًا في حكومتك. |
Ev ödevi. Bana az önce ev ödevi verdi. Sırada ne var, ara sınav mı? | Open Subtitles | " واجباً لقد أعطتني واجباً ,ماذا يلي ذلك؟ " "امتحانات منتصف الفصل الدراسي " |
Ama artık bir görevin var. | Open Subtitles | لكن لديك واجباً الآن. |
ödev değildi. Piramitler hakkında bir projeydi. | Open Subtitles | -لم يكن واجباً مدرسياً، كان مقالاً حول الأهرامات |