Birçok engelle karşılaştım ve hayatımda defalarca korkuya kapıldım. | Open Subtitles | لقد واجهتُ العديدَ من الصعوبات و لحظاتُ خوفٍ كبير في حياتي |
Hayır, dün gece bazı acı verici semptomlarla karşılaştım şimdi de saat başı hayati belirtilerimi kontrol ediyorum. | Open Subtitles | لا, لقد واجهتُ بعد الأعراض المحزنة البارحة لذا أنا أتفحّص إشاراتي الحيوية كل ساعة |
Hapiste daha yeteneklileriyle karşılaştım sürtük. | Open Subtitles | لـقد واجهتُ أضخم منه في الـسجن أكثر منه خبرةً أيها الوغــد |
Ben de benzer bir deneyim yaşadım. Gözümüzü ondan ayırmamalıyız. | Open Subtitles | أنا أيضاً واجهتُ نفس الأمر معه، لذا يجب أن تتم مراقبته عن كثبٍ. |
Kendi ölümümü yaşadım, ki oldukça acı vericiydi. | Open Subtitles | و أنا من واجهتُ موتي و هذا سبب لي ألماً مريراً |
Votka'yı bulmakta biraz sorun yaşadım. | Open Subtitles | واجهتُ صعوبةً في العثور على الفودكا |
Bu yarışta birkaç engelle karşılaştım. | TED | واجهتُ عدة عقبات في هذا السباق. |
O kadınla karşılaştım ve silahlıydı. Söylediğim gibi ruhsatlı ve taşıma iznim var. | Open Subtitles | واجهتُ تلكَ المرأة وكانت مسلّحة |
Korkunç bir adam nasıl olur bilirim. Burada bir tanesi ile karşılaştım. | Open Subtitles | أعرف كيف يكون الرجل الفظيع فقد واجهتُ واحداً هنا في "وندرلاند" |
Savaşlarda bir sürü düşmanla karşılaştım. | Open Subtitles | واجهتُ عدواً عظيماً في ساحة المعركة |
Bu süvariyle daha önce de karşılaştım. | Open Subtitles | لقد واجهتُ هذا الفارس من قبل |
- Nainsanla karşılaştım. | Open Subtitles | واجهتُ معتلون |
Geordi'yi kurtarmak istedim ancak hiç beklenmedik bir duygu yaşadım. | Open Subtitles | أردتُ إنقاذ (جوردي)، لكني واجهتُ شيئًا لم أتوقعه. |
Daha kötülerini de yaşadım, Leydim. | Open Subtitles | لقد واجهتُ الأسوأ يا سيدتي. |