"واحد صغير" - Traduction Arabe en Turc

• küçük bir
• Bir küçük
• ufak bir
• bir ufaklığın
• küçücük
• küçük tek

Bir an için dikkatini toplayıp ona dair küçük bir şey düşünmeni istiyorum.
أريدك ان تركز للحظة و تفكر في شيء واحد صغير فيها, أي شيء

En küçük bir şey yanlış gittiğinde kimin kafası gider?
شيء واحد صغير يكون على نحو خاطئ، ولمن رؤوس سَتَطْوى؟

Belki hayatımıza büyük bir değişiklik getirecek küçük bir karar alabiliriz.
ربما قرار واحد صغير في حياتنا يمكن أن يؤدي إلى تغيير كبير

Bir küçük... iki küçük, üç küçük Hintli.
واحد صغير, إثنان صغار,ثلاثة صغار من الهنود

Her şey yolunda gidiyordu. ufak bir ayrıntı haricinde.
كل شيء كان يجري بخير ما عدا شيء واحد صغير

Ama küçük bir çocuk vardı, yaşıtlarına göre çok küçük.
و لكن كان هنالك ولد واحد صغير , ضئيل البنية لعمره

Yapma, küçük bir bardak seni çılgına çevirmez ya.
حسنا, كأس واحد صغير لن يجعلك تجني, أليس كذلك؟

Bizim evrenimiz olarak düşündüğümüz yer, aslında daha büyük bir şeyin sadece küçük bir parçası olabilir.
الذى نفكر فيه كعالمنا يمكن فقط أن يكون جزء واحد صغير من شىء ما أكبر بكثير.

Şimdi, küçük bir testi geçmelisin, tamam mı?
الآن, يتبقى أن تجتازي اختبار واحد صغير, حسناً؟

Ve bu sorunların hepsi küçük bir soruyla çözülecek, Cedric.
كلما يتطلبه الأمر هو سؤال واحد صغير سيدريك.

Bu galaksinin sadece küçük bir bölümü. İzle.
هذا فقط ربع محيط واحد صغير من المجرة,شاهد

Perde muhteşem finalimiz için açılmak üzere ama küçük bir detay daha var.
الوقت أقترب من مهمتنا الكبرى الأخيرة لكن لا زال هناك تفصيل واحد صغير لنهتم به

Yemek uygun gibi, ama gitmeden önce yapmanı istediğim küçük bir şey var.
العشاء يبدو جميلا لكن قبل ان نذهب هناك فقط شيء واحد صغير أريدك أن تفعله لي أولا

küçük bir anlaşmazlık yaşadık, ve herkes bunu sanki harita odasında kavgaya tutuşmuşuz gibi algıladı.
كان هناك خلاف واحد صغير جدا وجَعْل كُلّ شخص خارجا واصبحنا نتقاتل كقتال الهررة في غرفةِ الخريطةَ أَو ما شابه.

Senden sadece küçük bir soruyu cevaplamanı istiyoruz.
نحن بحاجة فقط منك أن تجيب سؤال واحد صغير.

Pawnee için küçük bir adım ama insanlık için büyük bir adımdır.
تصويت واحد صغير لبوني هي قفزة واحدة عملاقة للتصويت للبشرية

Dinle. Bir küçük... iki küçük, üç küçük Hintli.
واحد صغير, إثنان صغار,ثلاثة صغار من الهنود

Bir küçük, iki küçük, beş küçük Hindistanlı.
واحد صغير, إثنان صغار,خمسة صغار من الهنود

Bir küçük zenci tek başına kaldı.
جندي واحد صغير بقي وحيدًا.

Doğum günüm olduğunu ve bir tanecik bira,... birazcık kokain ve ufak bir valium içebileceğimi söylüyordu.
هذا عيد ميلادي ويمكنني أن أتناول بيرة صغيرة واحدة خط واحد صغير القليل من الفاليوم

Bebeği yapmak için sadece bir ufaklığın yüzmesi yeter.
لا يستغرق الأمر سوى سباح واحد صغير لخلق الطفل

Şu anda Başkan Yardımcısı'nı ve ekibini gözlerden uzak küçücük bir yerde tutuyorlar.
الآن، يقوموا بوضع نائب الرئيس وفريقه بعيدأً عن الأنظار، في مكان واحد صغير.

küçük tek kişilik bir savaşçı dış savunmayı geçebilir.
ان مقاتل واحد صغير يجب أن يكون قادر على اختراق الدفاع الخارجى