ölü bir suaygırı, 100 kadar aç timsahı çekiyor. | Open Subtitles | فرس نهر واحد ميت يجذب ما يزيد عن 100 تمساح جائع |
Hayır, bana inanmalısınız. Bunu yapan ölü bir süvariydi, başsız! | Open Subtitles | كلا، يجب أن تصدقنى لقد كان فارس واحد ميت مقطوع الرأس |
Biri öldü, diğer ikisi yaralı. | Open Subtitles | واحد ميت, واثنان أصيبا. |
Biri öldü, diğerinin de şu anda Cook Bölgesi suç mahkemesinde davası görülüyor. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} واحد ميت والآخر حاليا في المحاكمة {\pos(192,220)} في محكمة المجرمين بــ (كوك كونتري) |
74 ölü , tamamen yıkık bir bina ve Bir ölü terörist | Open Subtitles | أربع وسبعون إصابة، عِمارَة سَكنية تدمرت، إرهابي واحد ميت |
-Sadece ölü olanlar. | Open Subtitles | كلا واحد ميت فقط |
Bir tane ölü bulmuştuk. | Open Subtitles | رَأينَا واحد ميت. |
Tamam, öyleyse iki kadınla evli ölü bir adamımız var. | Open Subtitles | حسناً.. لدينا رجل واحد ميت متزوج من امرأتان |
Tamam, öyleyse iki kadınla evli ölü bir adamımız var. | Open Subtitles | حسناً.. لدينا رجل واحد ميت متزوج من امرأتان |
ölü bir N.S.E.G. doktorumuz var... | Open Subtitles | فلدينا واحد ميت .. دكتور "بـ"إن.إس.إي.جي |
- Hangisinin senin için daha kötü olacağını düşünüyordun. Üç ölü yargıç mı yoksa Bir ölü çocuk mu? | Open Subtitles | كنت تفكرين بما الذي سيجعلكِ تبدين أسوأ، ثلاث قضاة موتى أو فتى واحد ميت. |
Bir ölü lop dört canlı lop demektir. | Open Subtitles | فص واحد ميت يعني 4 فصوص حية |
Hayır, yalnızca ölü olanlar. | Open Subtitles | كلا واحد ميت فقط |