Söylediğini yapmamam için bana iyi bir sebep söyle. | Open Subtitles | أعطني سبب واحد وجيه لماذا لا ينبغي عليَّ القيام بما يقول. |
Elliot ve Mulan şirketlerinin birleşmesi ne fayda sağlayacak, bana iyi bir sebep verin. | Open Subtitles | أعطني سبب واحد وجيه لماذا كنت تعتقد أن إليوت ستستفيد من الاندماج مع مولان. |
Seni vurmamam için bana iyi bir sebep ver. | Open Subtitles | أعطيني سبب واحد وجيه لماذا لا يجب أن أطلق عليك النار. |
Sana güvenmem için bana tek bir neden söyle. | Open Subtitles | أعطيني سبب واحد وجيه لماذا ينبغي لي أن أثق بك. |
Burada olmamızın gereği olarak tek bir doğrunun olduğunu söylediniz, ama ne olduğunu söylemediniz. | Open Subtitles | -قلت إن هناك سبب واحد وجيه لكوننا هنا ، لكن لم تخبرنا ما هو |
İç dünyamız olarak bilinen gövdemizin içindeki kimyasallar bir bütün olarak günlerin akışı içinde iyi bir duruma delalet edercesine gayet düzenli çalışır. | TED | الأشياء التي لها علاقة مع ما هو معروف لدينا بالوسط الداخلي -- مثلاً, جميع الادارة الكيمائية داخل اجسامنا هي, في الواقع, محافظ عليها للغاية يوما بعد يوم لسبب واحد وجيه. |
Bana iyi bir neden söyle. | Open Subtitles | تعلم, اعطني سبب واحد وجيه |
Bize tek bir iyi bir neden ver. | Open Subtitles | اعطينا سبب واحد وجيه! |
Burada yaşamamam için tek bir sebep söyle. | Open Subtitles | اعطنى سبب واحد وجيه يجعلنى لا اعيش هنا |
Öyleyse neden ölmemem için iyi tek bir neden söylemiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تخبرني بسبب واحد وجيه ينفي ذلك؟ |