"واخبرته" - Traduction Arabe en Turc

• ve ona
• söyledim

Oraya gittim ve ona lisedeki en yakın arkadaşlarının ismini söyledim.
رجعت واخبرته عن اسم اعز اصدقائه في الثانوية

İşte bu nedenle o gece Norton'u odama davet ettim ve ona bildiklerimi anlattım.
ولهذا السبب, دعوت نورتون الى حجرتى فى تلك الليلة, واخبرته بكل ما اعلم

Ben de bazı tanıdıkları olan amcamı aradım... ve ona günahlarımın cezasını çekmem gerektiğini... tövbe etmeye ihtiyacım olduğunu söyledim.
لذا اتصلت بعمي الذي لديه بعض العلاقات واخبرته انه يجب ان اكفر عن ذنوبي واحتاج لان اعمل توبة لي

Konuşmaya başladık ve dedi ki -- Ona ne yaptığımı söyledim, ve çok mühim bir şeymişçesine New York'ta Bağımsız Diplomat'ı kuracağımı söyledim.
ومن ثم بدأنا نتحدث .. وقال لي .. اخبرته ماذا سوف افعل واخبرته افكاري وانني سوف اقوم بتاسيس دبلوماسية مستقلة في نيويورك

Beni görmeye geldi. Ona, evlendiğini işittiğimi söyledim.
وجاء ليقابلنى, واخبرته اننى سمعت بأمر زواجه

O yüzden Pete'yi buldum ve ona dedim ki;...
ومن ثم بحثت عن بيت واخبرته

Jules'un cüzdanındaki paraları alıp ona verdim... ve ona kaçmasını... ve asla geri dönmemesini söyledim.
انا اخذت الاموال التى كانت بمحفظة جولز) واعطيتها له) واخبرته ان يهرب... ولا يرجع مرة اخرى

Kim olduğunu sordu, söyledim. Sonra gitmemi söyledi.
لا يا سيدى, لقد سأل من الطارق, واخبرته, ثم طلب منى الذهاب بعيدا

Noel partisinde karısının bana asıldığını söyledim.
واخبرته كيف تحرشت بي زوجته في حفلة راس السنة

Brian sizden çok bahsetti ve keman derslerini düşüneceğimi söyledim.
براين تحدث عنك بشكل جيد واخبرته انني مهتمة بالبدء بصف كمان

Benden odanıza gidip kapınızı çalmamı istedi, ama bunun otel politikamıza uygun olmadığını söyledim
طلب مني ان يصعد الى غرفتكم ويطرق عليكم الباب واخبرته ان هذا يعارض قوانين الفندق

Evet, zaten ben de o yüzden durup, arabaya binmesini söyledim, ama o, orada öylece hareketsiz durdu.
اجل,لهذا السبب انا توقفت واخبرته ان ينزل وكنه توقف هناك بهذه الطريقة,كاسهم الثابت